Deneme,  Edebiyat,  Güncel - Aktüalite,  Şiir,  Toplum

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün ortaya çıkışı 8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde yaşanan acı bir olaya dayanmaktadır.

Bu olayın öyküsü kısaca şöyle: Daha iyi çalışma koşulları isteyen ve bu talepler doğrultusunda bir fabrikada greve başlayan 40.000 tekstil işçisine polis saldırır. İşçiler fabrikaya kilitlenir. Direniş sırasında yangın çıkar. İşçiler bu yangında fabrika önünde kurulan barikatlardan ötürü kaçamaz ve çoğu kadın 129 işçi yanarak can verir.

O gün bugündür bu acı olay unutulmadı. Unutulmamalı da… Çünkü yepyeni bir hayat ancak acıların üzerinde şekillenir, oralarda filizlenir, oralarda boy verir. Unutulmamalıdır ki daha adil, daha demokratik ve özgürlükçü bir dünya özlemimizin kaynağında insanlığın çektiği acılar, insanlara reva görülen vahşet ve işkenceler vardır.

Biz bugün “gecelerinde aç yatılmayan, gündüzlerinde sömürülmeyen” bir dünyaya âşıksak nedeni budur aslında. Kötülüklerin karşısında her birimiz vicdanın birer kalelerine dönüşebiliyor, haramilerin saltanatı karşısında onurlu bir gelecek için meydanları doldurabiliyorsak işte bundandır, bu nedenledir.

Gezi direnişi sırasında bir ana, önce çocuğuna “sen orya gitme”, sonra “kendine dikkat et”, daha sonra da “ben direnişçilerin yanındayım, sen nerdesin yavrum” diye arayıp soruyorsa, işte bu, acıdan yapılan insanlık bilincidir, şehirleri gaz odalarına çevirmeye kalkan zalimler karşısında kadınlık bilincidir. Analık onurudur… Bu bilinç ve bu analık onuru, “bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz kardeşlerim” diyen Rakel Dink’in çığlığıyla buluşan bir bilinç ve onurdur. Barış özlemidir, eşitlik ve özgürlük özlemidir. Roboski katliamında yüreğine ateş düşen anlarla bir olup şiddet karşıtı bir dünyayı doğurma bilincidir. Sur Katliamı, Gar Katliamı karşısında kadınların tavrı da budur. Son olarak İliç’teki siyanürlü altın aramanın yol açtığı vahşete, Gazze’deki insan kırımına kadınların itirazı, karşı duruşu budur…

Az önce anlattığım öykü sonrasında 8 Mart, dünyanın pek çok yerinde ve giderek ülkemizde, “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlanmıştır. Gölgesini satamadığı ağacı dahi kesen kapitalizm karşısında kadınlık bilincinin daha bir olgunlaşması, yasaksız yalansız bir dünya düşü ile buluşması bakımından 8 Mart’ın önemi ortadadır.

Din satan, olmadı kadın bedeni üzerinden siyaset yaparak iktidarını koruyan ve hırsızlığı yasal hale getiren iktidara karşı… Ve bir bütün olarak erkek egemen dünyaya karşı artık kadınların sesi çıkmaktadır. Kadınlar artık her yerdedir. Sokaklardadır. Öyle görülüyor ki kadınlara yönelik cinayetlere boyun eğmeyeceklerdir bundan böyle. Öyle görülüyor ki cinsel obje olduklarını kabul etmeyecekler artık. Öyle görülüyor ki erkeklerle eşit haklara sahip bir dünya özleminden hiçbir şey onları caydıramayacak. Kadınlar artık talana karşı, yalana karşı ve sömürüye karşı aydınlık bir dünya mücadelesi veren yapıların içinde hızla yerini almaktadır. Onlar biliyor ki dünyayı ancak güzellik kurtaracak… Evet onlar, aşklarıyla, bilinçleriyle, işleriyle, yaratıcılıklarıyla, arkadaşlıklarıyla, dostluklarıyla karanlığı sıkıştırmaktadırlar. Selam olsun onlara…

Yaşasın 8 Mart,
Yaşasın kadınların özgürlük ve demokrasi mücadelesi… Yaşasın kadınlık onuru…

Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü aşağıdaki şiirimle selamlıyorum.

ÇAĞRI

Mesele kalkmak
Denemek bir kerelik
Korkunun boyunu geçeriz kardeşlerim

Biz ki çoğuz,
Ezilen, itilen, önemsenmeyen
Ve hep ki onların sesidir kulaklarımızda
Bir adım,
Bir ağız açmadadır bütün mesele

Mesele kalkmak
Mesele kalkmak
Bir kerelik

Savaşlar üstümüzden
Ölümler
Zulümler
Vurgunlar
Bu karanlık kendi sessizliğimizdir
Kovarız kendi toprağımızdan

Mesele kalkmak
Denemek bir kerelik
Korkunun boyunu geçeriz kardeşlerim

Hayrettin Geçkin

#HayrettinGeckin #GundemArsivi #8MartDunyaEmekciKadinlarGunu #8MartDunyaKadinlarGunu #8Mart #Yasasin8Mart #KadinlarinOnemi #Kadinlarimiz #Gezi #Sur #Roboski #İlic #Anne #Demokrasi #Sevgi

Siz de fikrinizi söyleyin!