Güncel - Aktüalite,  Siyaset,  Tarih,  Tartışma,  Toplum

10 Nisan 1928 Laikliğin kabulü, 31 Mart Tarihimizin en acı en günü, Dünya dengelerini etkileyecek gelişmeler, Gabonlu Dina…

10 Nisan 1928 Laikliğin kabulü;

Bu yıl laikliğin 95. yıl dönümü. Laiklik konusu hakkında en bilge kişi olarak Sayın Sinan Meydan’ın görüşlerini paylaşmalıyım.

Atatürk 1930: “Türk devleti laiktir. Cumhuriyet din fikirlerini devlet ve dünya işlerinden ve siyasetten ayrı tutmayı milletimizin çağdaşlık yolunda ilerlemesinin gereği olarak görür.”

Gazi Mustafa Kemal 30 ağustos 1925 Kastamonu: “Bugün ilmin ve fennin ve medeniyetin göz kamaştıran ışığı karşısında filan ve falan şeyhin irşadıyla maddi ve manevi mutluluk arayacak kadar ilkel insanların Türkiye’nin medeni topluluğunda var olabileceğini asla kabul etmiyorum!!!

Atataürkçü Düşünce Derneği 10 Nisan 2023’te laikliğin kabulünün 95. yıldönümünde şu açıklamayı yaptı: “TÜRK ulusunun laiklik gününü kutluyor, bu vazgeçilmez ilkeyi sonsuza dek koruma ve savunma kararlılığımızı kamuoyuna duyuruyor ülkemizi yöneten ve yönetmeye talip olan herkesi laikliğe sahip çıkmaya davet etmeyi bir görev sayıyoruz.

Yine Sayın Sinan Meydan’ın şu sözleri ile devam edelim “Türk halkını bilimle, sanat ile uğraşmaya teşvik eden ve kadın erkek eşitliğini savunan ATATÜRK hâlâ Türkiye’nin en büyük şansı ve Türk milletinin en büyük ilham kaynağı olmaya devam etmektedir!!!

Bu konudaki düşüncelerim; daha önce de belirttiğim gibi Türkiye’de yaklaşan bu seçim adına millet ittifakı adına Sayın Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile Sayın Erdoğan’ın arasındaki mücadele değil, bugün Türkiye’mizde ATATÜRK devrimleri ile karşı devrimciler arasındaki bir mücadele olarak gördüğümü bir kez daha belirtiyorum…

31 Mart Tarihimizin en acı en günü

Hukukçu Hüseyin Özbek Cumhuriyet gazetesinde; (31 Mart’ın derin kökleri) yazısında irtica isteyenlerin nasıl başladıklarını anlatıyor.

3 nisan 1909 Ayasofya camiinde okunan bir mevlit ilk kıvılcımdır!!! İttihad-ı Muhammedi cemiyeti yöneticisi ve Volkan gazetesi sahibi Derviş Vahdeti ve Said Nursi tarafından düzenlenmiştir; Ayasofya camisinde okutulan bu mevlit Vahdeti ve softalar isyanını başlatmıştır.

Avcı taburları; Taksim topçu kışlası ve Yıldız kışlasından çıkarak şeriat isteriz sloganları eşliğinde sorumlu gördükleri mektepli subayları hedef almışlardır; savaş tam bir alaylı askerler ile mektepli askerler arasında geçmektedir. Sonuçta Selanik’ten gelen ve kurmay başkanlığını Mustafa Kemal’in yaptığı hareket ordusu İstanbul’a ulaşır ve isyan kanlı bir şekilde bastırılır.

Tarihimize 31 Mart vakası olarak geçen bu olaydan (yeni takvime göre 13 Nisandır) Türkiye’nin geleceğinde çok önemli bir rolü olan bu irticai hareketten, bu gerici ayaklanmadan Mustafa Kemal çok rahatsız oldu…

Yaşamı sürecindeki beyanlarından bunu anlıyoruz; ya bizler yeteri kadar bu olaylardan ders çıkartabildik mi?

Dünya dengelerini etkileyecek gelişmeler;

a) Fransa Devlet Başkanı Makron’un Çin devletine yaptığı ziyaret ve şu sözleri çok önemli. “Çin ile ekonomik ilişkileri çok önemsiyoruz ve Fransa’nın Asya/ Pasifikteki çıkarlarını koruyacak adımlar atmayı hedefliyoruz.”

Makron dönüş yolunda ise “Dolara olan bağımlılığı düşürmeliyiz.” dedi… Bu resmen ABD dolarına karşı bir meydan okumadır. Sonuçlarını göreceğiz.

b) ABD başkan yardımcısı Kamala Harris’in Afrika seyahati hayal kırıklığı ile sonuçlandı; orada Çin ve Rusya’nın Afrika’da çok daha etkin olduklarına tanık oldu ve ülkesine eli boş döndü.

c) Brezilya ve Arjantin UNASUR‘a (Güney Amerika ülkeleri birliği) geri döndü ve bu gelişmeler sonucu ABD yıllardır arka bahçem dediği güney Amerika’dan da umudunu kesmek zorunda kalıyor.

d) Yıllardır dolar saltanatı ve tekeli için milyonlarca masum insanın kanını döken (ABD ordusunun en önemli görevi doların korunmasıdır, denirdi.)  ABD, artık tüm dünyadaki gelişmeler dolar egemenliğinin sonunun geldiğini gösteriyor. Kendileri de biliyor bu sonuç dünya düzeninde daha barışçı bir yol açabilir.

e) Suriye’nin tekrar Arap Birliği’nin saygın bir üyesi olarak tanınması çok önemli. Ülkemizi çok ilgilendiriyor.

f) Çin devleti öncülüğünde İran ve Suudi Arabistan barışı da dünyanın geleceğini etkileyecek bir gelişme olma potansiyelini taşıyor.

Gabonlu Dina

Yazmak çok zor ama bir görevi yerine getirmeliyim. Önce ülkemizde hemen hemen her gün bir kadının öldürülmesine tanık oluyoruz, kadınlarımıza yapılan bu saldırıları önleme konusundaki gayretler sonuca ulaşmadı. Fakat ülkemize güvenerek okumaya gelen Gabonlu Dina’yı intihara sürükleyen gerçekler çok acı!

Gabon Afrika’da küçük bir ülke, nüfusu yaklaşık 2,5 milyon halkın büyük bölümü Katolik ve Protestan. Müslüman nüfus ise son derece az.

Gabon cumhuriyetinin başkentinde yaşayan Dina’nın ailesinin sokağına “Dina için adalet, nur içinde yat yeryüzü sana ışık olsun” yazan pankartlar asıldı ve tek katlı evin girişi anma odasına dönüştürüldü. Masanın üstü Dina’nın fotoğrafları ve çiçeklerle donatıldı… Kızı için adalet isteyen anne ” Ben kızımı hayvanların eline göndermedim, Türkiye’ye gönderdim. Çünkü Türkiye’nin Türklerin ten rengine bakmadığını biliyordum ve Türklere güveniyordum ancak mücadelemi sürdüreceğim kızımın başına gelenler başka kızların başına gelmesin diye.”

Benim burada bir önerim olacak; bu olayın önümüzdeki günlerde ülkemiz aleyhine kullanılacak bir potansiyel taşıdığına inanıyorum. Bu nedenle ana muhalefet ve iktidarın iki diplomatını Gabon’a göndermesini ve aileyle görüşüp gönlünü almanızı öneriyorum..

Atamızın şu sözleri ile yazımı sonlandırıyorum. “Bir gün sömürgecilik, ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve yerlerine hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen bir işbirliği çağı gelecektir.”

Orhan Ayber

Siz de fikrinizi söyleyin!