Deneme,  Toplum

Yeni Yılınız Aşk ve Sevgi Dolu Olsun!

Aşkın ömrü, kelebeğinki kadar kısadır. Fakat bu ömür sonsuzlaştırılabilir. Kelebeklerin içinizde sevinç, mutluluk ve heyecan veren, sevinçten yüreğinizi ağzınıza getiren sıcacık uçuşmasıyla; acı veren ve tüm bedeni sıtma tutmuş gibi anlık sarsıntılarla yakan ve boğan sıcaklıkta uçuşması arasındaki fark, aşkın başlangıcıyla bitişi arasındaki farkı imler.

Kelebekler, sevinç ve arzu dolu uçuşunda sizi diğerine iter. İçiniz adeta ona uçar, ona göçer. Ondan gelen ve tüm bedeninize ve ruhunuza yayılan tatlı bir mıknatıs dalgası hissedersiniz. Hem içinizi sevinçle ısıtır hem de sizi ona çeker. Diğerinin bedenine sarılmış olma düşüncesi bile içinizi mutlu bir sıcaklıkla doldurur. Sanki dünyanın dibindesinizdir veya bütün evrenle bütünleşip sonsuzlaşmış gibi uçarsınız arzu dolu uyanık rüyanızda. Diğerine sarıldığınızda hissettiğiniz sıcaklık derecesi size hem o anki arzunun gücünü hem de genel olarak tutku dolu aşkın derinliğini gösterir.

Diğerinin bedenine sarıldığınızda içinizde hissettiğiniz, tüm bedeninizi ve ruhunuzu saran, bacaklarınızı tir tir titreten arzu dolu sıcaklık sürdüğü sürece aşk var demektir. Sıcaklığın sönümlenmesi, aşkın da tükendiğine işaret eder.

Aşkın kalıcılığı, bedensel bütünlüğün düşünsel ortaklıkla tamlanmasına bağlıdır. Değerler ve erekler ortaklığı ve davranışlarda tüm farklara karşın uyum oluşturulamazsa aşk, bedensel arzuyla sınırlı kalır; gelip geçici olmaya başlar, giderek sıradanlaşır ve biter.

Aşkın sönümlenmesi, ilişkinin de kendiliğinden bitmesi anlamına gelmiyor. Aşk yerini pekâlâ arzu dolu bir sevgiye ve genellikle olduğu gibi saygıya bırakabilir ki çoğu aşk ile başlayan ilişki bu şekilde devam eder. Çünkü aşk yaşatılamamıştır, değerler ve erekler ortaklığı sağlanamamıştır. Davranışlarda uyum oluşturulamamıştır. Değerler ve erekler arasındaki mesafe, ilişkinin sürmesi veya tamamıyla bitmesiyle ilgilidir. Makas açılıp mesafe artarsa yabancılaşma had safhaya varır. Buna karşın ilişkide ısrar edilince karşılıklı saygı da zamanla yiter, ilişki kırıcı olmaya başlar. Bu durumda, tüm güzel duyguları hatırlatan anlar hafızada bastırılır ve geride yalnızca acı dolu bir isteksizlik kalır.

Öyleyse aşkın emniyeti ve garantisi, duyguların spontane uyumlu iletişimini cesurca düşüncelerin ortak iletişimsel dalgasıyla eşleyebilme sanatında yatıyor.

Bu başarılamamış ise aşk da biter; arzu da tükendiyse karşılıklı sevgi ve her şeyden önce saygıyı korumanın tek yolu, ilişkide ısrarcı olmamaktır. Çünkü bir insanı kazanmak zordur, bedeli ağırdır. Kaybetmek çok kolaydır. Fakat bedeli, ömür boyu telafi edilemeyecek kadar ağırdır. Bunun için saçma, sahte psikolojik “kayıp kurtuluştur” gibi sözlere itibar etmemek gerekir. Kaybetmek, yoksunluğa varan derin, kalıcı, acı dolu tükenmek ve tüketmektir.

İnsan, hele size yakın olmuş olan insan, en değerli varlıktır. Yeni yılınız aşk ve sevgi dolu olsun. İnsan, insan…

Doğan Göçmen

Prof. Dr., Hamburg Üniversitesi’nde felsefe ve sosyal bilimler okudu. Dünyanın önde gelen üniversitelerinden olan Edinburg Üniversitesi’nde mülkiyet ve siyaset ilişkisini inceleyen bir yüksek lisans ve ahlak ve iktisat ilişkisini inceleyen bir doktora tezi yazdı. Türkçe, İngilizce, Almanca ve Rusça akademik yazıları yayınlanmış olan Doğan Göçmen’in Adam Smith üzerine bir İngilizce kitabının yanında “Modern Felsefe, Adam Smith, Hegel ve Karl Marx” adlı bir Türkçe kitabı yayınlanmıştır. Yakında yeni bir Türkçe kitabı daha yayınlanacak olan Göçmen evli ve iki çocuk babasıdır. Doğan Göçmen, 2012 yılından beri Dokuz Eylül Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde felsefe dersleri vermektedir. Özellikle modern felsefe, pratik felsefe, Aristoteles, Adam Smith, Klasik Alman Felsefesi, Karl Marx, Husserl ve Wittgenstein çalışmaktadır.

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir