
Uluslararası Hukuk Öldü!
Nisan 2025’te Pakistanlı teröristler Keşmir’de 26 sivil Hintliyi öldürdü. Şiddetle karşılık veren Hint hükümeti, Pakistan’a giden suyun dörtte üçünü keseceğini bildirdi! Eğer bu korkunç tehdit gerçekleşirse 250 milyon Pakistanlı susuz kalacaktır.
Pakistan bu sorunu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne ve Uluslararası Adalet Mahkemesi’ne (International Court of Justice) götürdü. BM Güvenlik Konseyi’nden bir yanıt gelmedi. Uluslararası Adalet Mahkemesi, yapacak bir şey bulunmadığını çünkü iki ulus arasında “iyi niyetin” kalmamış olduğunu bildirdi!
Bu demektir ki, Hindistan-Pakistan için artık Uluslararası Hukuk yoktu, ölmüştü!
İsrail, Filistin’in Batı Şeria bölgesini işgal edip sivil halkı öldürmeye başladı. Filistin sorunu Uluslararası Adalet Mahkemesi’ne taşıdı. 52 ülke Filistin’in korunmasını, İsrail’in cezalandırılmasını istedi. Ancak böyle bir karar çıkmadı!
Konunun uzmanı Avrupalı bir hukukçu şöyle diyordu:
“Avrupa’da hangi mahkemeye giderseniz gidin, adalet bulamayacaksınız!”
Avrupa’da Uluslararası Hukuk ölmüştü!
ABD Başkanı Trump; Paris İklim Anlaşması, Dünya Sağlık Örgütü ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nden çıktı!
Kapitalist sistemin önemli kurum ve kuruluşları devre dışı edildi!
Trump, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (International Criminal Court) verdiği desteği de kesmiş olduğunu duyurunca, savaş suçlularının yargılanması da suya düştü!
ABD için Uluslararası Hukuk ölmüştü!
Trump, Grönland ve Kanada’yı işgal edeceğini ve Panama Kanalı’nı ele geçireceğini açıkça ilan etti!
Peki, Uluslararası Hukuk’a ne oldu?
Evrensel Hukuk Kuralları nerede?
Başınız sağ olsun, öldüler!
Uluslararası Ceza Mahkemesi, 23 yıllık tarihinde 11 kez cezalandırma kararı verdi; verilen kararların tümü Afrika’da olan olaylarla ilgiliydi!
Rusya Devlet Başkanı Putin ve İsrail Başbakanı Netanyahu hakkında tutuklama kararı çıkaran Uluslararası Ceza Mahkemesi, bir iddianame bile hazırlayamadı!
Uluslararası Ceza Mahkemesi için “güçlülerin mahkemesi, güçsüzlerin değil” diyenler haklı çıktı.
2025’in başlarında Macaristan, Birleşmiş Milletler’e bir not göndererek Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni artık tanımadığını bildirdi ve Netanyahu ile buluştu!
Peki, ne oldu?
Hiçbir şey olmadı, çünkü Uluslararası Ceza Mahkemesi ölmüştü!
Uluslararası Ceza Mahkemesi Yasası çıkıp mahkemenin resmen kuruluşundan sadece bir ay sonra, Amerikan Kongresi de bir yasa çıkardı ve bu mahkemenin gözaltına alacağı bir hükümet görevlisini hemen serbest bıraktıracağını ilan etti!
Nereye gitti Uluslararası Hukuk?
Ömrü kısa olmuştu, öldü!
15 Aralık 1947’de başlayıp günümüze kadar gelen süreçte Siyonist İsrailli teröristler yüz binlerce Filistinliyi öldürdüler, milyonlarca Filistinliyi topraklarından sürdüler!
Tüm bunlar olurken Uluslararası Hukuk’tan söz eden olmadı!
7 Ekim 2023 – Nisan 2025 sürecinde Gazze’de 186 bin Filistinli sivil öldürüldü.
Peki, Evrensel Hukuk neredeydi?
Uluslararası Hukuk’a ne oldu?
Çoktan ölmüşlerdi!
Uluslararası Hukuk, savaşları durduramıyor, sivilleri koruyamıyor!
Uluslararası Hukuk, savaşlarda orantısız güç kullanılmasını da doğal karşılıyor!
İşte size bir örnek:
Uluslararası İnsanlık Yasası, savaşlarda Küme Bomba (Cluster Bomb) kullanılmasını yasaklamıştı.
ABD, İsrail, Rusya, İran ve Çin bu yasayı imzalamayı reddettiler!
2006’da İsrail, Lübnan’a saldırısında bu tür bombaları kullandı; üçte biri çocuk bin kişiyi öldürdü!
Uluslararası Hukuk’tan ses çıkmadı!
Evrensel Hukuk Yasaları’nı gören olmadı!
İsrail’e hiçbir yaptırım uygulanmadı!
Hollanda’nın Lahey kentinde, 24-25 Haziran 2025’te yapılan NATO Liderler Zirvesi’ne 32 Devlet ve Hükûmet Başkanı katıldı.
Bu katılımcılar, Uluslararası Hukuk’u çiğneyip geçen, Evrensel Hukuk Kurallarını tanımayan ABD Başkanı Trump’ı övme yarışına girdiler!
Trump’ı övme yarışının başında gelen NATO Genel Sekreteri Mark Rutle, ABD’nin İran’ı bombalamasını dile getirerek, “Bu senin zaferin!” diyerek kutladı!
İspanya dışında Avrupa ülkelerinin tüm liderlerinin Trump’ın gözüne girme çabaları görülmeye değerdi!
Değerli Dostlar,
Uluslararası Hukuk nasıl öldü?
Evrensel Hukuk Kuralları nasıl ortadan kalktı?
Uluslararası Hukuk’u, Evrensel Hukuk’u kimler öldürdü?
Şimdi bu soruları yanıtlayalım.
Yanıtlarken, ben de İngilizceden alınan şu sözcüğü kullanacağım: PARADİGMA.
Paradigmanın anlamı şöyle verilmekte: Model, şablon, tüzük, kurallar ve kavramlar bütünü.
Sanırım paradigmanın en iyi tanımı şu: Yol Haritası.
Bu Yol Haritası; sosyal, siyasi, ekonomi, ahlak, askerî ve hukuk alanlarındaki tüm kural ve kuramları kapsıyor.
Bu Yol Haritası; mevcut hangi kurum ve kuruluşların yıkılıp yerine hangi kurum ve kuruluşların konulacağını gösteriyor.
Peki, paradigmayı, yani Yol Haritası’nı kimler hazırlıyor?
Başta ABD ve Avrupa olmak üzere, Kapitalist Dünya’da paradigmayı, yani Yol Haritası’nı Kapitalizm’in Ağır Babaları hazırlıyor!
2000’li yılların başında Kapitalizm’in Ağır Babaları yeni bir paradigma, yani Yol Haritası hazırladılar ve uygulanması için ABD’nin başına Donald Trump’ı getirdiler.
Paradigmanın, yani Yol Haritası’nın değiştiğinin farkında olmayanlar Trump’a çeşitli sıfatlar taktılar: Açgözlü, kibirli, küstah, hırslı, deli, zalim, çıldırmış, narsist…
Avrupa devletlerinin tüm devlet başkanı ve hükûmet başkanları, İspanya hariç, yeni paradigmayı, yani yeni Yol Haritası’nı hemen anlayıp benimsediler ve buna uygun konuma geçtiler.
Türkiye’de yeni paradigmayı, yani Yol Haritası’nı bilip benimseyen ve buna uyum sağlayan uygulamalara geçen yalnız AKP’li Başkan Erdoğan ve onun saraydaki uzmanları oldu!
CHP ve diğer muhalefet parti liderleri ve üst düzey yöneticileri, henüz paradigmanın, yani Yol Haritası’nın değişmiş olduğunun farkında değiller!
Sözde muhalif medya da olanlardan habersiz!
Kendilerini Atatürkçü olarak görenler, bayatlamış eski sloganları geveleyip günlerini geçirmektedir!
Halkımızı çok zor günler beklemektedir…
Yılmaz Dikbaş
8 Temmuz 2025, Salı
0532 233 31 52

