-
Öylesine Bir Öykü
Oturmuş düşünüyordum. İşte tam burada. Bu taşın üstünde. Dünyaya doğru sarkıtmıştım ayaklarımı. Asi ve aksiliğimi seyrediyordum bir yandan da. Dağlardan mı kopup gelmişti, sular mı, rüzgârlar mı kapıp getirmişti, yoksa masallardan kovulmuş da…
-
Umut
“…olsun yaaa olsun, ne kadar derin olursa olsun.” “…bu kök mutlaka çıkacak!” “…derin olsun, olsun ki daha iri olsun, bu çocuklar karakış geldiğinde nasıl ısınır başka türlü.” Üç yıl olmuştu Kiraz’ı atının terkisine…
-
Dolandırılıyorum Amirim!
– Anlat bakalım, durup dururken adamı niye yaraladın!? – Çünkü beni dolandırmaya kalktı. – Hahahah ulan senin neyini dolandıracak, güldürme adamı. – Bak şimdi amirim. – Ulan lafı geveleme de, adam akıllı anlat!…