Deneme

 Suriye’de kız babası olmak ya da olmamak!

2010’ların başında Arap Baharı diye Dünyaya yutturulan  (BOP) ama bir türlü gelemeyen (Yalancı Bahar) o bahar sonunda gerçek yüzünü tüm Ortadoğu’ya gösteriyor… Artık baharın adı bile fantezi: Bildiğiniz zemheri ayazı… Kutup Yıldızı olmayan karanlık… Ay ışından yoksun tebessümler… Güneşin bir daha doğabilme ihtimali, bizlerin özlemle beklediği ama bir türlü gerçekleşemeyen “bir tabak fıstıklı helva kokusu uzaklığındaki özlem…” artık ölümsüzlüğe de inanmaya başladım ve mutlaka oraya da bir kayyım/kayyum atandığını hissediyorum…

İnsan hissedebildiği kadar insandır!..

Kendimi Suriye’de yaşayan bir kız babası olarak düşünüyorum…

“O zaman varım!”

Aklımda cevabı olmayan binlerce soru, binlerce endişe ve korku:

Bundan sonra ne olacak!..

Cellat, ahşap ve koyu yeşile boyanmış penceresinden seyrediyor Lazkiye’nin semah sokağını, yüzünde, kuklaların ustaca boyanmış sahte tebessümüyle… İnsanlar bir oyana bir buyana koşuşturuyor. Başı kesilmiş tavuk misali… Bir küçük kız çocuğu çamura düşürdüğü kırmızı pabucunu alırken göz göze geliyor celladıyla… Minik elleriyle siliyor, siliyor ta ki kırmızıyı yeniden görene kadar, gözleri büyümüş, elleri halen küçük, saçlarını topluyor çamurlu elleriyle, celladı gülümsüyor, siyah, yeni moda sakallarını okşarken, kravatını gösteriyor en kırmızısından… küçük kız açıyor bu sefer kızıl saçlarını, fırlatıyor kırmızı pabucunu celladının pencereden bakan arsız suratına… Arsız adam basıyor kahkahasını… Babası, büyümüş, korku dolu gözleriyle kucaklıyor söğüt dalı narinliğindeki kızını, kız bağırıyor “Pabucum düştü!” Diye… Baba bir öpücük konduruyor buz kesmiş yanaklara… “Ben sana yenisini alırım.” Diyebiliyor usulca…

Golan tepeleri postalların altında inliyor… “Şalom!” Diyor bir katil…

Kasyun tepelerinde plastik bardakta içilen kahvelerin kokusu var havada…

Bir babanın telaşlı halleri, kızıl saçlı kızın kırmızı pabuçları, evde bekleyen diğer kardeş ve suskun annenin umutsuz ve yorgun bedeni…

Yıldızı olmayan gecenin karanlığı sarmış her yanı…

Suriye’de bir baba olmak acıtıyor kalbimi…

Ya kızıl saçlı kız çocuğu, bir daha giyebilecek mi o kırmızı pabuçları…

Silahların sustuğu, barışın kol gezdiği, bir kız çocuğunun gülümsemesiyle içimizin ısınacağı bir yıl olması dileğiyle….

Mutlu yıllar…

Kadir Veral

Vezirköprü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı müdürü olarak görev yaptım ve 2017 yılında emekli oldum. Halkla İlişkiler ve Reklamcılık fakültesi mezunuyum. Evli ve iki çocuk babasıyım. İki romanım yayımlandı ve yazmaya devam ediyorum. Motosiklet tutkum var; gezmeyi seviyorum.

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir