Deneme,  Felsefe,  Gündem Arşivi Klasikleri

Sokrates ve Her Şeyi Paylaşan İnsan

Tarihte düşüncenin ve bilgelik arayışının sembolü haline gelen Sokrates, toplumu ilgilendiren bir olay karşısında sorgulayıcı bir tavır takınırdı. O, gerçek bilginin yalnızca sürekli sorgulamadan doğabileceğine inanıyordu. Öyle ki Sokrates, “Sorgulanmamış bir hayat yaşanmaya değmez” diyerek bireyin hem kendi hayatını hem de toplumsal olayları eleştirel bir gözle değerlendirmesi gerektiğini savunurdu.

Eğer Sokrates bugün yaşanmış, herkesi ilgilendiren bir olayla karşılaşsaydı, belki de olayın özünü anlamak için halka şu soruları sorardı:

  1. Bu olay neden gerçekleşti?
  2. Bize neyi öğretebilir?
  3. Doğruyu gerçekten bilmek için hangi adımları atmalıyız?

Sokrates, hemen yargılamaktan ve kesin hüküm vermekten uzak dururdu. Bilginin ve gerçeğin ortaya çıkması için diyalogların derinleşmesini ister, bireyleri kendi kendilerine düşünmeye ve sorumluluk almaya teşvik ederdi. Ona göre, bilgi bireyin içsel dönüşümünün anahtarıydı ve aceleci bir tavırla değil, anlamak için çaba göstererek elde edilmeliydi.

Günümüzde ise her şeyi paylaşan insan, yaşanan bir olay karşısında çoğunlukla sosyal medyada harekete geçiyor. Olayın doğruluğunu sorgulamadan, ne olduğunu tam olarak anlamadan paylaşım yapma eğiliminde bulunuyor. Çoğu zaman duygusal bir tepkiyle olay hakkında düşüncelerini anlık olarak yayınlıyor, belki de hiç doğruluğunu sorgulamadan başkalarının ifadelerini kopyalıyor.

Bu tutum, çoğu kez anlık bir etki yaratıyor fakat uzun vadeli bir anlam üretmiyor. Bir yanda hızlı bir şekilde bilgiye erişmek ve tepki göstermek; diğer yanda düşünmeyi, analiz etmeyi ve sorgulamayı ihmal etmek var. Günümüzün “her şeyi paylaşan insanı”, Sokrates’in durup sorduğu o derin sorular yerine, olayın popülerliğinden yararlanıp bir fikir beyan etmekle yetiniyor.

Ancak bu yaklaşım, bir fark yaratabilir mi? Eğer günümüz insanı Sokrates’ten bir ders alsaydı, bilgiyi yalnızca paylaşmak yerine üzerine düşünebilir, doğruluk payını sorgular, gerçek anlamda toplumu etkileyecek adımları tartışabilirdi.

Sonuç olarak, Sokrates’in yönteminin bize hatırlattığı temel şey, hızlı tepkiler yerine anlam arayışıdır. Sokrates bugün yaşasaydı, belki de sosyal medyanın içinde kaybolmak yerine, bireylere durup kendi vicdanlarına sormalarını hatırlatır ve bilgiyi duygularla değil, akılla yoğurmayı önerirdi. Günümüz insanının Sokrates’ten alacağı en büyük ders, acele etmek yerine sabrederek düşünmenin değerini kavramasıdır.

Sokrates ve Günümüzün Her Şeyi Paylaşan İnsanı: Madde Madde Karşılaştırma

  1. Sokrates çok düşünürdü; her olayın özünü anlamak ve gerçeğe ulaşmak için derinlemesine sorgulama yapardı.
    Paylaşım insanı ise sorgulamadan paylaşır; olayın doğruluğunu veya anlamını düşünmeden sosyal medyada hızla tepki gösterir.
  2. Sokrates herkes için yaşardı; toplumsal faydayı önceleyerek toplumun derinliklerine nüfuz etmeye çalışırdı.
    Paylaşım insanı anlık beğeniye odaklanır; genellikle bireysel ilgi ve onay arayışıyla paylaşımlarda bulunur.
  3. Sokrates, bilgelik arayışında sabır gösterirdi; olaylar hakkında acele yargılardan kaçınır ve zaman içinde hakikati ortaya çıkarmayı hedeflerdi.
    Paylaşım insanı sabırsızdır; anlık gündemlere uyum sağlamak için hızla paylaşım yapar.
  4. Sokrates bireylere düşünmeyi öğretirdi; herkesin kendi gerçeğini keşfetmesi için diyalogları derinleştirirdi.
    Paylaşım insanı başkalarının düşündüğünü paylaşır; kendi çıkarımını yapmaktan ziyade popüler fikirleri tekrarlama eğilimindedir.
  5. Sokrates için hakikat her şeyden önce gelirdi; bireyleri doğruyu bulmak adına cesurca sorgulamaya yönlendirirdi.
    Paylaşım insanı görünürlüğü önceler; çoğu zaman olayın hakikatinden çok etkileşim sayısına odaklanır.
  6. Sokrates’in amacı, toplumun gelişimiydi; bireylerin ahlaki ve entelektüel yönden güçlenmesini sağlamak isterdi.
    Paylaşım insanının amacı ise dikkat çekmek veya eğlenmek olabilir; topluma uzun vadeli bir katkı yapma düşüncesi genellikle ikinci plandadır.
  7. Sokrates, sorgulanmamış bir hayatı eksik bulurdu; insanın kendisini ve dünyayı anlaması için sürekli bir arayış gerektiğini savunurdu.
    Paylaşım insanı, sorgulamadan bir hayat sürdürür; olayları sorgulamak yerine yüzeysel bir bilgi akışıyla yetinir.
  8. Sokrates az konuşur, çok dinlerdi; doğru soruları sormanın değerine inanırdı.
    Paylaşım insanı çok konuşur, az dinler; çoğu kez fikirlerin yayılım hızını düşünme sürecinin önüne koyar.

Bu karşılaştırma, Sokrates’in zaman ötesi düşünce tarzının günümüzün hızlı tüketim kültürüne sahip insanı için nasıl bir rehber olabileceğini göstermektedir.

SerZer

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir