Deneme,  Toplum

Ruhi Su Anma Töreni’nden, Günümüz Değerlendirmesine…

Düşünüyorum da Çanakkale sahiden de yaşanır bir kent, yaşanacak bir kent. Duyarlıkları var çünkü.
Güzel insanlara rastlıyorsunuz sokaklarında.

Bir bakıyorsunuz bir şiir etkinliğinde ya da bir sanat etkinliğindesiniz onlarla. Ne bileyim, bir kitapçıda göz göze gelmişsiniz. Doğa katliamına karşı bir ağız olmuşlar bakıyorsunuz ki. Onlar işte, “Ağaçlar yurdumuzdur!”, “Kurdun kuşun yuvasını bozdurmayız!”, “Kaz dağlarının üstü altından değerlidir!” diyerek doğa katillerine göz açtırmayanlar.

Diyorsunuz ki içinizden, sizler de olmasanız gayri benim kimim var! Azınlık da olsalar da yine de böyle diyorsunuz işte!

Çünkü Çanakkale ıssız kalır onlar olmasa. Rengi düşer. Yaprakları solar. Rüzgârın ve suyun kenti olmaktan vaz geçer. Kıyılarını yağmalar haramiler. Domatesi, Kirazı, zeytini küser insana… Bir daha balık sürüleri geçmez Boğaz’dan. Balinalar gösteri yapmaz köpürterek suları. Beton yığınları içinde ölü bir kentte dönüşür. İntihar eder Kurtuluş Savaşı’na önsöz olmuş koca kent. Bir tarih denizi ve bir kültürler müzesi olan koca kent.

Çünkü bir kent duyarlı insanlarıyla bir kent olabilir ancak. Sanat ve edebiyat o kenti görünür kılar, geleceğe taşır.

Bir kentte, kendisini dünyada olup biteni anlamak ve bilmek mecburiyetine tabi tutan insanlar çok olmasa da onların biri, bir kenttir aslında. İnsanlığın ya kızıdır ya oğlu. Her biri o kentin vicdanıdır. Bir kentin vicdanı onların toplamıdır.

Nerden mi açıldı konu: Geçtiğimiz 21 Aralık 2024’te Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği bir Ruhi Su Anması düzenlemişti ki anlatılamaz. Etkinlik Çanakkale Belediyesi Kültür Salonu’ndaydı. Bağlamada Dursun Ali Kütük, gitarda Şinasi Sevinç vardı. Aynı zamanda Ali Özataş, Dilek Zan gibi solist olarak da güzelledi etkinliği bu iki sanatçı. Ne güzel seslendirdiler Ruhi Su parçalarını ama… Ne güzel! Akordiyonda Mustafa Tınmaz, ayrı bir renk kattı anmaya. Aşık Kalender Gürer’in etkinlikte yer alması ise bambaşka bir güzellikti zaten. Görsellerse muhteşemdi. Keşke salon dolu olsaydı. Kim bilir daha önemli işleri vardı insanların. Ne denebilir ki!

Dernek başkanı Yüksel Özdemir etkinliğin sunumunu yaptı ve ete kemiğe büründürdü etkinliği adeta. Dedim bu kadın, bir kadından fazla… Nene Hatun geldi aklıma. Elif’in Kağnısı…

Diyelim kurdun kuşun dili var. Diyelim börtü böceğin dili. Dağ, taş, dile gelir mi peki? Ya kelepçe? Ya zindan? Ya Anadolu! Ya Anadolu’nun gözden ırak insanı…Dağbaşları, ıssız köyler…Ruhi Su Salon’daydı sanki. Dile gelmişti onun sazından işte, dile gelmişti onun sesinden her biri!

Bir kez daha söylüyorum bu yüzden: Çanakkale sahiden de yaşanır bir kent, yaşanacak kent. Duyarlıkları var çünkü.

Başım önde, boynum bükük çıktım salondan ama… Çünkü Nazım’a ne yapılmışsa, Sabahattin Ali’ye ne yapılmışsa, Denizlere ne yapılmışsa, Kahramanmaraş’ta halka, Sivas’ta aydınlara ne yapılmışsa benzeri yapılmış Ruhi Su’ya da…

Ulu şair Hasan Hüseyin’in dediği gibi “Geldik bu güne / bu güne!”

Ne diyelim: Bazı yaralar iyileşmez. Öğretir acılar da. İnsan olmak öyle kolay mı?

Sahi Hasan Hüseyin demişken, Türkiye Yazarlar Sendikası Çanakkale Temsilciliği 11 Ocak 2025 saat 14’te de aynı binada Ulu Şair Hasan Hüseyin anması düzenleyecek. Şiirlerle şarkılarla anılacak o da. “Kırdık mı kanadını serçenin / vurduk mu karacanın yavrusunu / ya nasıl kıyarız insana” diyen şairi anmak yakışacak Çanakkale’ye. Önemli işleri olanlar gelemez tabii…

Ama yine de gelenler olur herhalde.

Ruhi Su etkinliği sahiden de muhteşemdi. Unutulmayacak bir etkinlik. Bu tür etkinlikler ne olur azalmasın, artsın.

Teşekkürler Yüksel Özdemir. Teşekkürler Yeni Nesil Köy Enstitülüler Derneği.

Hayrettin Geçkin

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir