Biyografi,  Deneme,  Edebiyat,  Gündem Arşivi Klasikleri,  Şiir

Nazım Hikmet’in 123. Doğum Gününe “Dört Güvercin”

Nâzım Hikmet’in 123. Doğum Gününe “Dört Güvercin”
Murat Türkeş, Türkiye Yazarlar Sendikası Çanakkale Temsilciliği

Atilla Coşkun, “Nâzım Hikmet Davaları Üzerine Genel Bir Değerlendirme” adlı yazısında (1), Nâzım Hikmet ile ilgili saptayabildiği davaların sayısının 11 olduğunu belirtiyor. Nâzım, ilk kez 1925 yılında yargılanmış, daha sonra neredeyse iki yılda bir mahkeme önüne çıkmış. Bazı yıllarda ise iki, hatta üç kez yargılandığı olmuş. En son 1938 yılında yargılanmış. Bu yargılamalar kapsamında toplam 34 yıla yakın ağır hapis cezasına mahkûm edildiği öngörülüyor. Ancak, çeşitli tarihlerde çıkarılan af yasaları nedeniyle, bu cezaların yalnızca 16 yıla yakını infaz edilmiş.
Nâzım, verilen cezaların 13 yılını aralıksız olarak çekti. Emniyet müdürlüklerindeki ya da Harp Okulu ve Erkin Zırhlısı’ndaki gözaltı uygulamaları dışında, İstanbul, Ankara, Bursa (bkz. Bursa Cezaevi’nde arkadaşlarıyla birlikte çekildiği fotoğraf), Rize ve Çankırı illerindeki askeri ve sivil olmak üzere çeşitli tutukevi ve cezaevlerinde tutuldu (1).

Fotoğrafta, Nâzım Hikmet Bursa Cezaevi’ndeki ‘kader’ arkadaşlarıyla birlikte (1943-1946 yılları arasında olmalı) (Samiye Yaltırım Albümü) (2).
Nâzım Hikmet’in 123. doğum günü için mütevazı bir dokunuşu hedeflediğimiz bu makalede, Nâzım Hikmet’in 1938 yılında tutuklu kaldığı İstanbul Tevkifhanesi’nde yazdığı ve bir güvercin (doğa ve hayvan) sever ve yetiştiricisi olarak da beni çok etkileyen “Dört Güvercin” şiirini kısa hikâyesiyle birlikte paylaşmak istiyorum.

Sözcükler dergisi, şiiri ilk kez Nâzım Hikmet’in elinden çıktığı gibi, yukarıda görülen iki sayfalık el yazısında olduğu şekilde ‘aynısıyla’ yayımlamış. Nâzım Hikmet’in ilk kez yayımlanan “Dört Güvercin” adlı şiiri, Yeşim ve Kenan Bengü’de bulunan Piraye Koleksiyonu arasında bulunmuş (3). Nâzım Hikmet’in bu şiiri, 1938 yılında tutuklu kaldığı İstanbul Tevkifhanesi’nde yazdığı ve kopyasını almadan Piraye’ye yolladığı öngörülüyor.
Bana göre bu şiir, pek çok şiirinin yanı sıra, Nâzım Hikmet’in güçlü doğa sevgisi ve gözlem yeteneğini dünya görüşüyle birleştirerek, burada olduğu gibi dört güvercinin nezdinde insanın her koşulda esarete isyanını ve özgürlüğe özlemini açıklayan güçlü bir şiirsel hikâyeye dönüştürmesinin başarılı, belki de ilk örneklerinden biri.

DÖRT GÜVERCİN

Geldi dört güvercin
Suda yıkanmak için.

Su mahpusane yalağındaydı
Ve güneş
Güvercinlerin
Gözünde, kanadında, kırmızı ayağındaydı.

Girdi dört güvercin
Yıkanmak için
Suyun içine.

Ve kederli toprakta dört insan
Baktı dört güvercine.

Güvercinler hep beraber
Güneşi taşıyıp kırmızı ayaklarında uçabilirler.

Durdurmaz onları demir ve duvar.
Güvercinlerin yumuşak kanatları var.
Ve kanatlar
Şimdi burada, şimdi damın üzerinde.

İnsanların kanatları yok,
İnsanların kanatları yüreklerinde.

Dört güvercin
Güneşe varmak için
Yıkandı, uçtu sudan…

Kaynaklar:

  • Nâzım Hikmet – Tüm Eserleri, Cem Yayınevi
  • İnternet Kaynakları:

(1) https://www.nazimhikmet.org.tr/nazim-hikmet/davalari/
(2) https://www.nazimhikmet.org.tr/nazim-hikmet/fotobiyografi/
(3) https://bianet.org/haber/nazim-in-ilk-kez-yayinlanan-siiri-dort-guvercin-103836

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir