Güncel - Aktüalite,  Şiir,  Toplum

İstanbul’da / O Büyük Meydanda

ayağını her değiştirdiğinde
binlercesi ezilirmiş
toplanıp aralarında bir çözüm aramış karıncalar bu işe
ve sarmışlar her bir yanını devin
canından bezdirmişler

söze bu öyküyle girdi öğrencim
aşktan ve ateştendi sözleri
gül hızıyla yayıldı duyarlıklarıma
telefondaki o ses
isyan, devrim, özgürlük kokusuyla

dedi;
“bize sen öğrettin
korkumuzun üstüne çıkarmayı / cesaretimizi
dedi sen / sen öğretmenim…”

“bir ağız açmada
bir adım atmada bütün mesele
mesele kalkmak
denemek bir kerelik
korkunun boyunu geçeriz kardeşlerim”
şiiri / o senin dizelerin
boy attı içimizde

“insanı aramak için
işe kendimizden başladık
böyle istemiştin sen de
bakım ister ektiğin fideler öğretmenim
biliyorum yalnız bırakmak istemezsin bizi
bu konuda

dedi,
düş bölümü yaptık aramızda arkadaşlarla
ben ‘anne beni merak etme
biz onlardan daha kalabalığız’ yazan pankartı taşıyacağım

“tek kişi için değil herkes için bir türkiye ” pankartını bir başkası
Şiirlerinde en çok sevdiğim dizen vardı ya:
“kimse ölmesin aşktan ölene kadar”
gökyüzü kokan bir pankarta dönüştü
toplanacağız yarın istanbul’da /o büyük meydanda
sen de gel öğretmenim, sensiz olmaz

dedi;
arkadaşlarla konuştuk
“sen yanmasan
ben yanmasam
biz yanmasak
nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa” diyerek
nazım ustayı ve dünyayı selamlayacağız o meydan da
o meydanda özgürlüğü
şimdilik kollarımız yetişmese de

dedi;
“fazla zamanım yok
kapatmalıyım, arkadaşlar bekliyor
ama son bir şey daha:
sen her yerden
her yaştan,
her cinsten
her düşünceden
her kültürden
ve her düşten olduğunu söylerdin bize ballandıra ballandıra
bunların hepsi toplanmış
İstanbul’da o meydan da
sen de gel de öğretmenim
sensiz olmaz

dedi;
“gel ve ülkeyi sevmeyi anlat bize
bir kez daha orda
ağaçları
kuşları
doğayı
çocukları
geç önümüze
güzel bir gelecek işareti yap
o aşktan yüreğinle”

düşündüm susmak ölülerin tuttuğu günlüktür
böyle durumlarda yalan söylemektir susmak
dedim şimdi çıkmayacaksa
daha sonra neye yarar bu sesim
ve yaşıma başıma bakmadan
aldırmadan ağır bir hastalıktan yeni çıktığıma
bir pankart hazırladım işte o saat kendime
yazdım bir güzel
yüreğimin renkleriyle:

bu ülke bizim
bu topraklar bizim
bu insanlar bizim
ama onlar bizim değil
bizden değil
bir hayır da benden
haramiler saltanatına

sonra / sonrası kolay
şiirden bir dize olup karışacağım
yüz binlerin arasında
ve hep bir ağızdan
başka türlü bir Türkiye mümkün diye haykıracağız
İstanbul’da / o büyük meydanda

Hayrettin Geçkin, 28 Mart 2025

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir