Deneme,  Güncel - Aktüalite,  Siyaset,  Toplum

Cumhuriyet İçin Örgütlenmek

29 Ekim Çarşamba günü Cumhuriyetimizin 102. yılını büyük bir coşkuyla kutladık. Anıtkabir yine dolup taştı, resmi verilere göre 1.125.311 kişi ziyaret etti. Bu sayı, Atatürk’ümüzü yok sayanlara, “alçak” diyenlere, demokratik ve laik Cumhuriyetimizi yıkmak isteyenlere, ülkemizi ortaçağ karanlığına sürüklemek isteyenlere verilen bir yanıttır.
Tabii anlayana…

Bugün Cumhuriyetimiz, Atatürk zamanından eğitim, bilim, kültür, tarım, hayvancılık, sanayi ve ekonomi yönlerinden gerilerdedir.
Ne acı ki günümüzde, Cumhuriyetin ilk yıllarındaki gelişmişlik düzeyinin altındayız. Dünyanın 17. büyük ekonomisi olarak övünenlerin, bütçe açıklarını kapatmak ve toplumun yoksulluğuna çare bulmak için yaptıkları olumlu bir şey yoktur.

Ülkemizin kalkınması için öncelik, denk bütçe yaparak, savurganlığı ve yolsuzluğu önlemek olmalıdır.
Bunlar yapılınca yoksulluğun azalacağı görülecektir. Eğitimin yanında üretimi artıracak önlemler de geliştirilerek, top yekûn kalkınma sağlanacaktır.

Türk halkı, ülkemizin sürekli olarak kötüye sürüklendiğinin farkındadır.
Toplum olarak bir şeyler yapılması gerektiğini görebiliyoruz ama bir şey yapmıyoruz, yapamıyoruz.
Yapılması gerekenler söylendiğinde ya anlamak istemiyoruz ya da sorumluluktan kaçıyoruz.
Toplum olarak kurtuluşu başkasından beklemek gibi bir huyumuz var.
Toplumun büyük çoğunluğu yapılacakları, ortaya çıkacak kurtarıcıyı desteklemek ve ona katılmak olarak görmektedir.
İşte bu davranış yaygınlaşınca, yani her bireyin çekinceli davranışları sonucunda, ortaya kurtarıcı da çıkmıyor.
Halbuki toplum, kurtarıcılığın doğrudan doğruya her bir bireyden başlayacağını anlamak istemiyor ya da işine gelmiyor.
Toplum sürekli kurtarıcı arıyor, yeni bir Atatürk bekliyor.
Atatürk, bin yılda bir gelen olağanüstü bir dahi kişiliktir.
Aslında hepimizin içinde bir Atatürk olduğunu unutuyoruz.
Güçlerimizi birleştirerek, büyük utkulara yeniden imza atabileceğimizi anlamalıyız.
İşte bunun için örgütlenmek çok önemlidir.

Toplumsal mücadelede örgütlü olmayan hiçbir düşünce, oluşum, hareket ve eylem başarılı olamamıştır, varlığını sürdürememiştir.
Buna karşılık örgütlü bir toplumun da yenildiği görülmemiştir.
İşte bu nedenle varlığını ve geleceğini düşünen her birey, her topluluk ve her ulus örgütlü olmak zorundadır.

Toplumu örgütlemek aydınların görevidir.
Sadece eğitimli, özverili, kariyer ve unvanlı bir kişi olmak aydın olmak anlamına gelmez.
Bilgili, bilinçli, öngörülü ve olayları iyi analiz edebilen aydınlar, önce kendilerini sonra da toplumu örgütler.
Toplumun örgütlenmesinde ortaya çıkacak önderler, içinden çıktıkları toplumun tüm kesimlerine ulaşırlar.
Örgütlü mücadelede atılan hiçbir adım boşa gitmez, başarılı her girişim toplumda iz bırakır; toplumsal gelişmeye etki yapar, birikim sağlar.
Örgütlenme kişilerin özgüvenini artırır, içinde yaşadığı toplumu tanımasını sağlar.
Akılcı ve uygulanabilir çözümler geliştirmesine öncülük eder.
Toplumsal mücadelede esas olan toplumla bütünleşmektir.
Kitleler, demokratik eylemlerin haklı nedenlere dayanması ve güvenilir olması durumunda harekete geçirilebilir.

Bugün laik ve demokratik Cumhuriyetimizin tehlikede olduğu bilinmektedir.
Şimdi siyasi partileri, sağı-solu bir tarafa bırakmanın zamanıdır.
Artık günümüzde ya vatanseversiniz ya da vatan hainisiniz.
İşte vatanseverlerin bir araya gelip örgütlenmesi, ülkemizin yaşadığı karanlıklardan kurtulması için çok önemlidir.
Çözümün Kemalizm’in muhteşem altı okunda olduğunu bilerek, tam bağımsızlık ve emperyalizm karşıtlığında birleşerek; il il, ilçe ilçe, köy köy, mahalle mahalle dolaşarak, demokratik ve laik Cumhuriyetimiz için örgütlenmemiz gerekir.
Eşsiz liderimiz Atatürk’ün gençlere emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti’nin sonsuza dek yaşatılması için, hepimizi büyük görev ve sorumlulukların beklediğini unutmamalıyız.

Suay Karaman
Azim ve Karar, 3 Kasım 2025

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir