Deneme,  Güncel - Aktüalite,  Toplum

Çanakkale İmza Günleri

I

Çanakkale Belediyesi tarafından organize edilen geleneksel Troya Festivali’ne Türkiye Yazarlar Sendikası Çanakkale Temsilciliği olarak biz de İmza Günleri düzenleyerek katkı sunmaya çalıştık.

İmza Günleri 20-21 Eylül günlerinde Çanakkale 1. Kordon’da yer alan Truva Atı’nın bulunduğu alanda 16.00-20.00 saatleri arasında gerçekleşti.

Türkiye Yazarlar Sendikası Çanakkale Temsilciliği olarak ilk teşekkürümüz Çanakkale Belediyesi’ne: Bize yer gösterdi, İmza Günleri’nin gerçekleşmesi için gerekli kolaylıkları sağladı.

İkinci teşekkürümüzse Çanakkale’de yaşayan, çok ama çok küçük bir azınlık olan kitapseverlere… Yine kitap imzalatmasalar bile kitap stantlarının önünden geçerken kitaplara göz atan yurttaşlarımıza… Onlar da bizleri yalnız olmadığımıza inandırdılar çünkü.


II

Bir teşekkürü de Türkiye Yazarlar Sendikası Çanakkale Temsilcisi olarak, temsilcilik bünyesindeki şair ve yazar arkadaşlarıma yapmak için geniş bir parantez açıp şu olayı anlatmam lazım:

İzmit’te iken yedi öğretmenin sahip olduğu özel bir eğitim kurumunda yöneticiydim. Öğretmenlik hayatımın son on yılı… Kurumda, kurucu temsilcisi konumundaki fizik öğretmeni Seyfi Topçu hariç sahiplerin herbiri alanlarıyla ilgili derslere giriyorlardı. Ben akçeli işlere, onlar da yönetim işlerine karışmadan yürütüyorduk işleri.

Bir ara ilköğretim öğrencileriyle bir sorun yaşadık: Öğrenciler tuvaletlere koyduğumuz tuvalet kâğıtlarını uygun biçimde kullanmak yerine tuvalet camından dışarı atıyorlardı. Bir iki uyarı falan, sorunu bir türlü çözemiyorduk. Soruna çözüm bulmak için bölüm öğretmenleriyle bir toplantı düzenlemeye karar verdim. Toplantıya kurucu temsilcisi Seyfi Topçu’yu da davet ettim. Onunla ilişkimiz ağabey-kardeş ilişkisinden öteydi.

Toplantıda öğretmenler düşüncelerini açıkladılar, önerilerde bulundular. Bu öneriler doğrultusunda bir karar vereceksem, o karar tuvaletlere tuvalet kâğıdı koymama yönünde olması gerekirdi. Yöneticiliğim boyunca hep arkamda olan, bana hiçbir desteğini esirgemeyen kurucu temsilcisi Seyfi Topçu karar aşamasında söz istedi ve şunları söyledi:

“Müdür Bey, bugüne kadar sizin hiçbir işinize karışmadım, karışmam da ama şu isteğimi ne olur geri çevirmeyin: Tuvaletlerden tuvalet kâğıtlarını kaldırmayı aklınızdan çıkarın. Bu çocuklar, tuvalet kâğıdı kullanmayı böyle böyle öğrenecekler.”

İmza Günleri kararı aldığımızda ve Çanakkale Belediyesi ile gerekli mutabakata vardığımızda işleri organize etmek için temsilcilik bünyesindeki birkaç arkadaşla bir araya geldik. Onlara bu olayı anlattım.

Ne demek istediğimi biraz daha açarak şöyle devam ettim:

Arkadaşlar, Çanakkale bir tarih denizi, bir kültürler müzesi, buralarda Homeros’un ayak izleri var. Kurtuluş Savaşı’nın önsözü de burada yazılmış. Anzak askerlerinin ailelerine Mustafa Kemal’in söylediklerini de hesaba katarsak burası dünyanın bütün kültürlerine ev sahipliği yapacak bir yer. Kültür-sanat ve edebiyat alanından dünya başkentlerinden biri olmaya aday bir kent.

Bu dediğimi bir düş sayın ama bu düşün gerçekleşmesi için de bizim bir şeyler yapmamız lazım. Kuşkusuz böyle bir düş bugünden yarına gerçekleşecek değil. Çanakkale’de okurluk düzeyi düşük. Bu bir handikap. Bunu tespit etmeden de bir şey başaramayız.

İmza Günleri’nde hiçbir yazar arkadaş birkaç kitap dışında kitap imzalayabileceğini, karşımızda imza kuyrukları oluşacağını düşünmesin. Belediye yönetiminden, siyasi partilerden, valilikten, kültür müdürlüklerinden veya kuruluşlardan birer yetkili dahi çok büyük olasılıkla yanımıza uğramayacaktır bile.

Böyle etkinliklerin Türkiye’nin pek çok kentinde bir şölene dönüştüğünü, yöneticisinden esnafına, memuruna, pazarcısına insanların imza kuyrukları oluşturduğuna bizzat tanık olmuş biri olarak bir gün buralarda da böyle bir alışkanlığın, böyle bir kültürün oluşacağına inanıyorum.

Yukarıda anlattığım olayda olduğu gibi buranın güzel insanları da bu güzel alışkanlığı böyle böyle edinecek. Bize ve bizim gibi insanlara iş düşüyor.


III

Arkadaşlarım da üç aşağı beş yukarı benim gibi düşündüğü halde iki gün boyunca sıkıntılarını ve planlarını bir kenara koyup stantların başında durdular. İki gün boyunca az sayıda kitap imzaladılar. Ama bundan ötürü kimseye kırılmadılar, gücenmediler.

“Burada Dostoyevski’nin kitapları satılıyor mu?” diyen ve buna benzer sorular soran yurttaşları sempatiyle karşıladılar. Kitap almak isteyen, ama parası olmayan öğrencilere seve seve kitaplarını imzalayıp armağan ettiler.

Kendi aralarında kitap değiş tokuşu yaptılar. Çıkıp mikrofondan şiirler okudular… Çalan müziğe eşlik ettiler. Kısaca o meydandan dünyaya barış, dostluk dileklerini uçurdular. Ve bildiler ki bu kent kitap edinme, kitap imzalatma alışkanlığını böyle böyle kazanacak.

Bu nedenle şair ve yazar arkadaşlarıma, insanlığa mecbur bu arkadaşlarıma çok ama çok teşekkür ediyorum. Onlarla aynı kentin havasını paylaşmak bile müthiş bir duygu. Mutluluk…

Ayrım yaparak üç arkadaşımıza; Mehmet Kılıç, Suat Karataş ve Yusuf Gencal’a özel olarak teşekkür ediyorum. Çünkü onlar olmasaydı, onların yoğun çabası, yoğun emeği olmasaydı bu etkinliğin üstesinden gelemezdik.

Bir teşekkür de temsilciliğimizin üyesi olmadığı halde Çanakkaleli değerli iki yazara; Ahmet Kaşıkçı ve Selçuk Kızıldağ’a. İmza Günleri’nde yer almak istediler ve gelip kitaplarıyla stantlarımızda yer aldılar.

Okudukça, düşündükçe, düş kurdukça daha güzel bir dünya.

Hayrettin Geçkin

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir