
“Atın Atın, Eskimiş Çoraplarınızı Atın!”
1970’lerin sonlarında ve 1980’lerin başlarında siyah, beyaz ekranlarda Türkiye’yi sallayan bir reklam kampanyası vardı.
“Atın, atın! Eskimiş çoraplarınızı atın! Atamazsanız paspas yapın…” bu slogan hafızalara kazınmıştı.
Okullarda, aile toplantılarında, tribünlerde, hatta altın günlerinde dillere de pelesenk olmuştu.
“Jill” bir kadın çorabı markasıydı.
Rahmetli Halit Kıvanç’ında yer aldığı Jill Çorapları televizyon reklamı, dönemin en iddialı kampanyalarından biriydi. Reklamda, Cihangir mahalle sakinleri, itfaiye bandosu ve gerçek polisler gibi binlerce kişi rol alıyordu.
Reklamın amacı, Jill’in sunduğu “çok ince ama kaçmayan çorap” teknolojisini vurgulamaktı. Ancak, ürün kalitesinin beklentileri karşılamaması nedeniyle tüketiciler tarafından olumsuz karşılandı ve marka kısa sürede piyasadan çekilmek zorunda kaldı.
Bur durum, reklamcılık literatüründe “iyi reklam, kötü malı çabuk batırır.” örneği olarak tarihe not düşüldü.
Artık ekranlar renklendi, toplum renklendi, bilgiye erişim kolaylaştı, insanlar neyin iyi neyin kötü olduğunu daha net görebiliyorlar.
Son günlerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi üzerinden yürütülen “suçlular, kirliler” kampanyası da tıpkı “Jill” çoraplarında yapılan kampanya gibi toplumda karşılık bulmadı.
İyi reklam, kötü yönetimi çabuk bitirecek gibi görünürken Ekrem İmamoğlu’nu da adeta devleştirdi. Eskiyen, eskide kalsın.
Sevgili kadınlar, ince çoraplarınızı, kırmızı, topuklu ayakkabılarınızı hazırlayın. Kasım 2025’te Taksim’e çıkıyoruz, çünkü Cumhuriyet en çok sizlere yakışıyor…
(Kesin bilgi yayalım)
Kadir Veral

