Deneme,  Güncel - Aktüalite,  Sosyoloji,  Toplum

Affedersiniz BAYYAN!

Dil, sadece iletişim kurmamızı sağlayan bir araç değil; aynı zamanda toplumun kültürel kodlarını, değerlerini ve dönüşümünü yansıtan canlı bir aynadır. Kelimeler zamanla anlam kazanır, anlam kaybeder ve bazen de toplumsal bilincin bir yansıması olarak yeni bir kimliğe bürünür. “Bayan” ve “Kadın” kelimeleri arasındaki tartışma da tam olarak bu dönüşümün en çarpıcı örneklerinden biridir.

Dilimize “Bayan” kelimesi, özellikle Cumhuriyet’in ilk yıllarında, batılılaşma ve nezaket kuralları çerçevesinde girmiştir. “Bey” kelimesinin dişil karşılığı olarak kabul edilen “Bayan,” adeta bir unvan gibi kullanılmış, nezaket ve saygı ifadesi olarak görülmüştür. O dönemde “Kadın” kelimesi, daha çok cinsiyetin ham ve doğal ifadesi olarak algılanırken, “Bayan” kelimesi modern, eğitimli ve kentli bir kimliğin simgesi haline gelmiştir. “Bayanlar ve Baylar” gibi kalıplar, bu dönemin dilbilimsel yapısını ve toplumsal hiyerarşisini net bir şekilde ortaya koyar.

Ancak modern dilbilim ve toplumsal cinsiyet çalışmaları geliştikçe, bu iki kelime arasındaki fark daha derinlemesine incelenmeye başlandı. Dilbilimciler, cinsiyetin doğrudan ifadesi olan “Kadın” kelimesinin, “Bey” kelimesine bağlı bir unvan olan “Bayan” yerine daha kapsayıcı ve doğru bir kullanım olduğunu savunmaya başladı.

Bu tartışma, sadece bir dilbilgisi kuralından ibaret değildir. Kelimeler, toplumsal algılarımızı şekillendirir. “Kadın” kelimesi, biyolojik bir cinsiyetin ötesinde; hakları, kimliği, rolleri ve toplumsal konumu olan bireyi tanımlar. “Kadın hakları,” “Çalışan Kadınlar” veya “Kadınlar Günü” gibi tamlamalarda “Kadın” kelimesinin kullanılması, bu kimliğin gücünü ve görünürlüğünü pekiştirir.

Öte yandan “Bayan” kelimesi, taşıdığı unvan anlamı nedeniyle, bireyi birincil olarak cinsiyetinden çok bir “Bey”in karşılığı olarak konumlandırma potansiyeli taşır. Bu durum, kadının bağımsız bir birey olarak değil, bir unvan veya sıfat aracılığıyla tanımlanması gibi bir algı yaratabilir.

Pelesenk Olmuş Bir Alışkanlık: Değişimin Zorluğu

Yıllarca süren alışkanlıklar ve dilin “pelesenk” oluşu, “Bayan” kelimesinin günlük konuşmalardan ve hatta resmî metinlerden tamamen çıkmasını zorlaştırıyor. İnsanlar, nezaket ve saygı göstermek amacıyla farkında olmadan “Bayan” kelimesini kullanmaya devam edebiliyor. Bu durum, kötü bir niyetin değil; daha çok yerleşmiş bir dil alışkanlığının sonucudur.

Ancak dilin evrimi durmaz. Toplumsal bilinç arttıkça kelimelerin anlamları ve kullanımları da değişir. Bugün “Bayan” yerine “Kadın” kelimesinin kullanımı, sadece dilin doğru kullanımıyla ilgili bir tercih değil; aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliğine ve kadının bağımsız kimliğine verilen önemin bir göstergesidir.

Sonuç olarak dilimizdeki her kelime, içinde yaşadığımız toplumun hikâyesini anlatır. “Bayan” ve “Kadın” kelimeleri arasındaki geçiş, sadece bir sözcük değişikliği değil; aynı zamanda toplumun kadın kimliğini nasıl algıladığına dair önemli bir dönüşümdür. Gelecekte “Kadın” kelimesinin daha kapsayıcı ve saygın bir şekilde kullanılması, dilin toplumsal değişime uyum sağladığının ve daha eşitlikçi bir dünya hedefinin dilimize de yansıdığının en güzel kanıtı olacaktır.

Çarşamba günü CHP mitinginde Özgür Özel’in “Kadınlar” yerine “Bayanlar” demesi dikkatimi çektiği için bu konuyu yazma gereği duydum.

Tüm kadınlara saygılarımla…

Kadir Veral

Vezirköprü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı müdürü olarak görev yaptım ve 2017 yılında emekli oldum. Halkla İlişkiler ve Reklamcılık fakültesi mezunuyum. Evli ve iki çocuk babasıyım. İki romanım yayımlandı ve yazmaya devam ediyorum. Motosiklet tutkum var; gezmeyi seviyorum.

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir