Deneme,  Güncel - Aktüalite,  Siyaset,  Toplum

Sahtecilik Üzerine

Büyük kurtarıcımız Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünden sonra, ülkemiz her konuda gerilemeye başladı. Her şeyin ötesinde, eğitime vurulan darbe ile bilgisiz, bilinçsiz, kültürsüz, düşünmeyen ve sorgulamayan kuşaklarla bu günlere getirildik. Tabii bunun sonucunda ahlaksızlık da alıp başını gitti. Farklı meslek gruplarına ilişkin, uzunca süredir bilinen ama son günlerde ortaya dökülen sahte diploma ve belge yolsuzluğu, ülkemizin ne kadar kötü yönetildiğinin kanıtlarındandır. Bu olay sadece bireysel suç olarak geçiştirilmemelidir; devlet yapısına ve toplumsal güvene yönelik örgütlü bir yolsuzluk olarak değerlendirilmelidir.

Tek başına diplomalar, aydın olmanın kanıtı değildir. Aydın olmak için iyi bir eğitim ve öğretimin yanında; bilgili, ilkeli, dürüst, ahlaklı olmak, idealleri bulunmak, kişisel çıkarları bırakıp, ülke sorunlarıyla ilgilenmek ve çözüm yolları aramak gelir. Bugün ülkemizde gerçekte aydın diyebileceğimiz çok az insan bulunmaktadır.

Ülkemizde 6 Kasım 1981 yılında, 12 Eylül 1980 darbesinin ürünü olarak Yükseköğrenim Kanunu (YÖK) çıkarıldı. 1981-1992 yılları arasında YÖK Başkanı olarak görev yapan Prof. Dr. İhsan Doğramacı (1915-2010) ile bilim yapması gereken üniversiteler, bilim dışı işlere başladı. İhsan Doğramacı’nın “Annenin Kitabı” başlıklı bir çocuk bakım kitabı bulunmaktadır. Bu kitabında, ABD’li bilim insanı Dr. Benjamin Spock’un (1902-1998) “Çocuk Bakımı ve Eğitimi” (Baby and Child Care) adlı dünyaca ünlü kitabından, kaynak göstermeden alıntılar (bilim hırsızlığı/aşırma/intihal) yaptığı ortaya çıkmasına karşın, hiçbir şey yapılmadığı gibi üniversitelerde de kalite giderek düşmeye başlamıştır. Bilim hırsızlığı yapan biri YÖK başkanı olunca, üniversitelerde de benzer olaylar başlamış ve sonu bugünlerde ortaya çıkan sahte unvanlara, diplomalara kadar varmıştır.

Öyle ki yapılan tüm merkezi sınavlarda soru çalmalar, kayırmalar, haksızlıklar ortaya çıkmasına karşın, bunu yapanlarla ilgili ciddi bir soruşturma yoktur. Bu merkezi sınavlarla Anadolu liselerine ve üniversitelere girenler, akademik kariyer elde edenler, devlete memur olanlar ile doktor, hâkim, savcı, müfettiş, kaymakam gibi birçok unvanı elde edenlerin bazılarının yaptığı haksızlıklar bugünlerde ortaya çıkmaktadır.
10 tane diploması olan bakan yardımcıları olduğu gibi, Uluslararası Balkan Üniversitesi gibi olmayan üniversitelerden de diplomalar alınmaktadır. Bu diplomalarla yargıç olanlar bile vardır. Benzer şekilde Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi’nin de sahte diploma dağıttığı ortaya çıktı. Bu sahteciliğin nerelere kadar uzanacağı henüz belli değildir.

Günümüzde YÖK ve ÖSYM gibi kurumlara güven yok olmuştur. Her türlü belge sahteciliğinin yapıldığı bu kurumlar, gençlerin ve insanların emeklerinin çalındığı kurumlara dönüşmüştür. Son 25 yılda yüzlerce şaibeli sınav, binlerce sahte sertifika ve diploma olayı yaşandı ama hepsi unutuldu. Elektronik imzaların yasa dışı yollarla kopyalanarak düzenlendiği, eğitim almadan diploma sahibi gösterilen kişilerin kamuda görev aldığı, bütün kamu kurumlarında sahte diploma ve belgelerin uçuştuğu düzen, açıkça bir sistem krizine işaret etmektedir.

Bu krizi aşmanın yolu öncelikle liyakat sahibi kişilerin göreve getirilmesi ve ardından son 25 yılda verilen tüm diplomalar, yatay geçişler, denklik sistemleri, profesör ve doçent unvanları, devlete alınan görevliler ve tüm sınavların kontrol edilmesidir. Toplumda sahtecilik almış başını gidiyor ve bu da çürümeyi öne çıkartmaktadır.

Benim yüksekokul müdürü olarak görev yaptığım, şimdi kapatılan Gazi Üniversitesi Tapu ve Kadastro Meslek Yüksekokulu’na benden sonra müdür olarak atanan kişi, Ülkü Ocakları Genel Merkezinde muhasip olarak görevliyken, yolsuzluk yaparak yargılanmış, ceza almış; ancak ‘Satılmış’ olan adını değiştirerek üniversiteye girmiştir. Eşi de Konya’da yabancı dil sınavında kopya çekerken yakalanmış, hakkında tutanak tutulmuştur ve sınavı iptal edilmiştir.

Aynı yüksekokul müdürü zamanında, ALES notu 56 olan bir kişi öğretim görevlisi olarak alınmış, özel üniversiteden mezun olan yetersiz başka bir kişi de yüksekokula öğretim görevlisi olarak alınmıştır. Bunun gibi benzer birçok kişi de yüksekokula öğretim görevlisi olarak alınmıştır. Eğitimle ilgili hiçbir geçmişleri ve pedagojik formasyonları olmadan alınanların özellikleri; babalarının dekan olması, annelerinin özel üniversitede rektör olması ve her birinin siyasi iktidarla bağlantılarının olmasıdır. Üstelik söz konusu kişiler kendilerine atanan dersleri vermedikleri gibi, bazıları derslerini iki şube açıp, dersleri tek şubede yapmış ve haksız ders ücreti almıştır. Birçoğu da üniversiteye gerektiği kadar uğramamaktadırlar. Bu sorunlar rektörlüğe ve YÖK’e bildirilmesine karşın herhangi bir işlem yapılmamıştır.

Bilginin ve emeğin merkezi olması gereken eğitim kurumları, sahte belgelerin merkezi durumuna getirilmiştir. Sahte diplomalıların sağlık, hukuk, güvenlik ve bürokrasi gibi kritik alanlarda görev yapması, sahte unvanlıların devletin önemli makamlarında ve üniversitelerinde görev alması toplumun güvenlik ve adalet mekanizmalarını zedelemekte, devlete olan güvenin sarsılmasına yol açmaktadır. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na bağlı olarak çalışan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun bütün bu sahtekarlıklardan haberi olmaması düşünülemez. Bu konuda örgütlü bir sahtekarlık söz konusudur.

Çocuklarımızı yetiştiren öğretmenin niteliğini, hayatını emanet ettiğimiz doktorun diplomasını sorgulamak aklımıza gelmeyince, ülkemizin içinde bulunduğu derin krizi ve çürümüşlüğü de anlayamıyoruz. Bu sahtecilikler adaletin, liyakatin ve güvenin yok edilmesi anlamına gelmektedir. Sessiz kalmak, çürümüşlüğün devamına zemin hazırlamaktır; sorgulama ve yüksek sesle itiraz için harekete geçilmesi gerekmektedir.

Devletin en üst yönetiminde bulunan kişinin dört yıllık üniversite bitirip bitirmediğinin tartışmalı olduğu bir ülkede, her türlü sahtekarlığın olması kaçınılmazdır. Pişkinlik, hadsizlik, yolsuzluk, utanmazlık, ahlaksızlık alıp başını gitmişken, bunları sorgulamayanlar da bu pisliğe ortaktır.

Suay Karaman
Azim ve Karar, 11 Ağustos 2025

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir