
FÖCÖ’nün İcadı: CİMER ve Özel Sektöre Yönlendirme
Dedikodu Cihadı: Cemaatler, Tarikatlar ve Haysiyet Cellatlığı
Sıradan insanların FETÖ (sansürden kaçınmak için FÖCÖ olarak anıyorum) ve benzeri tarikatların kumpas operasyonlarını küçümsediğini görüyorum. Çoğu kişi sadece Kutlu Doğum Haftası’nı kutlayan şeyhlerin cemaatini ve onların Harbiyelilere, subaylara, üst düzey bürokratlara yönelik kumpaslarını biliyor. Ancak bu yapıların kumpasları sadece yüksek rütbeli askerlerle sınırlı değildir. Tarikatlar, uzman çavuşlardan astsubaylık okulu öğrencilerine kadar herkesi hedef alabilir. Bu sadece bir tarikatın değil, tüm tarikat-cemaat yapılaşmalarının ortak bir yöntemidir.
Dedikodunun Gücü: Kumpasın Temel Aracı
Tarikat ve cemaatler, bir yere önce kalabalık gruplar halinde sızar. Bu süreçte en büyük silahları dedikodudur. Dedikodularını yaymak için sizi evlerine, dergâhlarına davet ederler. Kuran ya da şeyhlerinin risalelerini okuma bahanesiyle, hedef aldıkları kişiler hakkında dedikodular üretirler. Eğer dedikodu yaptıkları kişi bir devlet memuruysa ve hakkında soruşturma açılmışsa, bu dedikodular soruşturmayı yürüten müfettişlerin dikkatini çeker. Hatta bazı müfettişler doğrudan dedikodu üzerinden hareket ederek, hedef kişiyi harcamaya çalışır. Gizli tanıkların ifadeleri de genellikle duydukları dedikodulardan ibarettir. “Kimden duydun?” sorusuna ise standart cevap bellidir: “Herkesten…”
Bu kadar sistematik ve planlı dedikodu üretimine ben “Dedikodu Cihadı” diyorum.
Medya ve Sosyal Medya: Kumpasın Modern Yüzü
Dedikoduların yayılmasında medya ve sosyal medyanın etkisi büyüktür. Eskiden, meşhur Zaman Gazetesi bu işin başını çekiyordu. Memurlar hakkında isim vermeden, ima yoluyla dedikodu yapar; kişiyi tarif ederek hedef gösterirlerdi. İnternet yaygınlaşınca gazetenin bu alandaki rolü azaldı, ama yerine sosyal medya araçları geçti. İlk başlarda MIRC ve MSN gibi platformlarda aktiflerdi. “Hocayı pek sevmem AMA…” gibi cümlelerle insanları tavlamaya çalışır, hocayı eleştirenleri ise platformlardan atarlardı.
Bu örgüt, teknolojiyi yakından takip etmesiyle ünlüdür. Zaman Gazetesi, Türkiye’de internet sitesi kuran ilk basın kuruluşuydu. Bugün sosyal medyada gördüğümüz trollük faaliyetlerinin temeli, o yıllarda atılmıştır. Trollükte en dikkat çekici özelliklerden biri, karşı taraftan gibi görünerek ortalığı karıştırmaktır. Bu trollerin dilini ele veren kelimeler ise genellikle “ama”, “fakat”, “lakin” gibi bağlaçlardır. Bu kelimelerle başlayan cümleler, çoğu zaman iki yüzlülüğü işaret eder.
Dedikodu ve Haysiyet Cellatlığı: Tarihin Gölgesinde
Dedikodu yoluyla haysiyet cellatlığı, sadece bugünün değil tarihin de bir gerçeğidir. Osmanlı kroniklerinde, 2. Viyana Kuşatması sırasında Tatar Hanı Murat Giray’a yönelik suçlamalar, Avusturya kayıtlarında bile daha insaflı değerlendirilir. Piri Reis’in idamına neden olan suçlamalar da benzer şekildedir. Dedikodularla liyakat sahibi insanlar gözden düşürülür, hukuk işletilmez ve toplumda güven duygusu zayıflatılır.
Bugün cemaatler ve tarikatlar, kendilerine engel olarak gördükleri kişileri sistematik dedikodularla saf dışı bırakmaktadır. Tek adam rejimlerinde dedikoduların etkisi daha yıkıcıdır, çünkü liderler sürekli bir tahtan indirilme korkusuyla yaşar ve bu korku, dedikodulara inanmalarına yol açar.
CİMER ve BİMER: Modern Kumpas Araçları
FETÖ, iktidarla ilişkilerinin son günlerinde, memurlara kumpas kurma araçlarını diğer tarikatlara miras bıraktı: BİMER ve CİMER. Özellikle CİMER, şikayet merkezi gibi görünse de, keyfi kullanıma açık bir yapı. Şikayetlerin işleme alınması, ilgili makamların insafına kalmış durumda. Devlet memurlarına yönelik şikayetler hızla işleme alınırken, özel sektöre yönelik şikayetler genellikle görmezden gelinir.
Son yıllarda doktorlara, öğretmenlere ve diğer kamu çalışanlarına yönelik saldırılar artış gösterdi. Kamu çalışanlarına yapılan bu saldırıların amacı, halkı özel sektör hizmetlerine yönlendirmektir. Özellikle sağlık ve eğitim gibi temel alanlarda, kamu hizmetlerinin itibarsızlaştırılması dikkat çekicidir.
Kamu Çalışanlarına Yönelik Sistematik Saldırılar
Ekşi Sözlük gibi platformlarda kamu çalışanlarını hedef alan başlıklar bunun en bariz örneklerindendir:
- Doktorların hastalarına şefkat göstermemesi
- Öğretmenliği herkesin yapabileceği gerçeği
- Doktorların dayağı hak etmesi
Bu tür başlıklar, kamu çalışanlarını itibarsızlaştırmak ve kamu hizmetlerinden uzaklaştırmak için sistematik bir çalışmanın ürünüdür. Sosyal medyada dolaşan troller, bir yandan iktidar yanlısı gibi görünürken, bir yandan da muhalefet karşıtı propaganda yaparak halkı manipüle etmektedir.
Sonuç
Dedikodu, haysiyet cellatlığı ve sistematik kumpaslar, sadece bireyleri değil, toplumun tüm yapısını etkiler. Tarikat ve cemaatlerin bu yöntemleri, devlet mekanizmasındaki çürümeyi hızlandırır. Özellikle memurlar, sağlıkçılar ve öğretmenler gibi kamu hizmeti veren kesimler, bu sistematik saldırılardan en çok zarar görenlerdir.
Bugün, geçmişte olduğu gibi, liyakat ve hukuk sisteminin öncelikli hale gelmesi, toplumu bu kumpas düzeninden kurtarmanın en temel yoludur.
*
https://onbinkitap.blogspot.com/2023/12/populist-siyasetin-devlet-memurlarina.html
https://onbinkitap.blogspot.com/2023/02/dedikodu-cihadi.html
Sinan Kemal

