
Uyumadım İşte…!
Ben yazmayı pek beceremem, dünya güzeli,
Geceler beni kovalarken gelir aklıma birkaç kelime,
Onu da sabahın yalnızlığında adını sayıklayarak noktalarım!
Sabah vakti zil çalınca, söverek ayrılırım gecenin zalimliğinden.Sonra kızarsın, “Niye uyumadın?” diye,
Uyumadım işte…Yağmurlar yüreğimde kelimelere boğarken beni,
Senin hayalini düşünüp dalarım hep gecenin karanlığına.
Ah, o gözbebeklerin, gecenin karanlığında doğan ay gibi,
Apaydın, yeni doğmuş çocuğun masumiyeti kadar.Sonra dersin ki, “Yine uyumadın bu gece?”
Uyumadım işte…Seni sevdim yine, adını haykırırken yakaladım geceyi,
Gözlerinde hapis bekledim, gecenin yıldızlarına eşlik ederken…
Ne de güzel gelirdin gözlerime, izlerken seni mum ışığında!Yine dersin ki, “Niye uyumadın bu gece?”
Uyumadım işte…Bir şarkıya benzeyen saçlarını hayal ederken,
Bakmaya doyamadım, sen gecenin karanlığına söverken!
Gerçi sövmeyi de bilmezdin sen, şiir söylerdi dillerin, söverken bile!Sonra dersin ki, “Niye uyumadın bu gece…”
Uyumadım işte…Yazmayı pek bilmem, gönlümün sultanı, karalarım ruhumun kırıntılarını,
Onu da gizlerim gözlerinden, yağmur bitince yük olur şemsiye diye.Dün gözlerin gitti sen giderken, oysa Allah bilir, iyi uyumuştuk,
Üzülür mü insan yıldızlara biraz daha yaklaşınca?Üşüdün mü yine?
Ceketimi al, senin yerine ben beklerim geceyi,
Sımsıcacık kalsın yeter ki ruhunun güneşi!Uyumam; uyursam başucunda seni bekleyenin olmaz…
Uyumadım işte…
Mustafa Çelebi

