Edebiyat,  Gündem Arşivi Klasikleri,  Kitaplar

Yeniden

Kafamda daha önce okuduğum kitaplardan bazılarını yeniden okumak varken, yazılarımdan yeni dosyalar oluşturup kitaplaştırmanın planlarını yaparken sağlığımla ilgili ciddi problemlerin çıkması, ardından hastane günleri vs derken baktım ki ne okuyabiliyorum, ne yazabiliyorum. Yazılarımı toparlayıp onlardan kitaplar oluşturmak için de istekli olmadığımı fark ettim.

Okumaktan, yazmaktan kesilmek ikinci kez kanser olmak gibi bir şeydi ve canımı sıkmaya başlamıştı. İçinde bulunduğum ruhsal durumu bir süre kendi haline bırakmayı denedim. Bir bakıma nereye varacağını seyretmekle yetindim. Derken bir gün bir kargo! İçinde “Biz Kültür Yolcuları”! Deniz Kültür Yayınları’ndan çıkmış. “Hayrettin Geçkin kardeşime” diye imzalamış Nebil Özgentürk. 10 bölümden oluşan, Türkiye’nin yaşayan, solan renklerinin izini süren belgesel kitap. Nebil Özgentürk, Can Dündar ve Coşkun Aral tarafından hazırlanmış. Kapağını açmamla okumaya başlamam bir oldu. Günlerden beri elime aldığım herhangi bir kitabı bir iki sayfa okuyup tekrar rafa kaldırışım bir huya, bir davranışa dönüşmeden kaybolup gitti. Eski okuma sevinci. Yeniden…

Belgesel okumak bambaşka bir şey. Çok yakalayıcı, acıtıcı, düşündürücü, sağaltıcı… Düşten düşe geçiyorsunuz, öte gerçekler gelip buluyor sizi. Başka türlü de olabilirdi deyiverirken yakalıyorsunuz kendinizi.

Şolohov’un Durgun Akardı Don’unu, Tolstoy’un Suç ve Ceza’sını, Hemingway’ın Silahlara Veda’sını ve/veya Dostoyevski ve Yaşar Kemal gibi yazarların bazı kitaplarını yeniden okumaya zaman bulabilir miyim bilmem, ama kişisel hayatımda birden bire önemli bir yer tutan elimdeki bu 10 bölümlük belgeseli bir kez daha okuyacağım. Hem de sıcağı sıcağına…

Bu arada bir şeyden daha söz etmeliyim: Okumalarımda tek kitapla yetinmem genellikle. Bir roman okuyorsam aynı anda bir öykü, bir deneme, bir şiir kitabı da vardır yanında. Olmalı.. Çoklu okumaya seviyorum. Edebiyatın gerçek hayata göre daha dürüst olduğuna tanık oluyorum çoklu okumalarım sırasında. Ya da bana öyle geliyor.

Biz Kültür Yolcuları’nı acele etmeden, estetik tat ala ala, geçmişi ve geleceği soluya soluya okurken acaba raftan bunun yanına bir kitap indirsem mi diye geçirdim kafamdan. Ya son günlerdeki gibi yine bir iki sayfasını okuyup bırakırsam diye de bir ürperti yerleşti içime. Neyse ki korkunun boyunu bir adımda geçtim.

Kitaplığıma uzandım ve elime Ali Erkan Güneri’nin İzan Yayıncılık’tan çıkan Hüznün Gökkuşağında Yaşayanlar adlı kitabı geldi. Kitap, Güneri’nin 1969-1970 yılları arasında çoğu hayatta olmayan ama pek çoğumuzun hayatını derinden etkilemiş, toplamımızda büyük yer tutan tiyatro sanatçılarıyla yaptığı söyleşilerden ve tiyatro oyunları üzerine yazdığı Tasvir Gazetesi’ndeki yazılarından oluşuyor. Baktım ki kitabı üç beş sayfa okuyup bırakacak değilim. Sağlığımın yerine geldiğini, yaşam sevincinin bedenim tümüyle kapladığını hissetmeye başladım.

Diyeceğim, Biz Kültür Yolcuları ve ona eşlik eden Hüznün Gökkuşağında Yaşayanlar ilginç bir ikili oluşturarak yeniden ateşlediler okuma ve düşünme evrenimi.

Kimler yok ki Ali Erkan Güneri’nin söyleşi yaptığı isimler arasında: Nisa Serezli, Tolga Aşkıner, Genco Erkal,Ulvi Uraz, Ayla Algan, Zeki Alasya, Metin Akpınar, Cahit Irgat… Saydıklarım kitapta yer alanlardan sadece birkaçı.

Anlatım dili o kadar yalın ki Ali Erkan Güneri’nin. 19-20 yaşlarındayken o insanlarla ilişki kurmak, söyleşi yapmak, söyleşileri bir gazetede düzenli olarak yayınlamak; yetmedi Euridice’nin Elleri, Cimri, Bu Şehr-i İstanbul ki, Pir Sultan Abdal, Teneke, Simavlı Şeyh Bedrettin, Sınırdaki Ev, Yedi Kocalı Hürmüz, Tatlı Kaçık, Talih Kuşu gibi pek çok tiyatro oyunu hakkında değerlendirme yazıları yazmak büyük bir işi, donanım isteyen bir iş her şeyden önce. Zaten bunu da söyleşi sırasında sanatçılara sorduğu sorulardan, oyunlar hakkında yazdığı yazılardan anlıyorsunuz.

Okumaktan ve yazmaktan kesilmekten korktuğum bir anda yeniden elimden tutan bu iki kitap hiç kuşku yok ki toplamımda büyük yer tutacak.

İyi ki edebiyat var, iyi ki yazarlar ve sanatçılar var. İyi ki kitaplar var.

Hayrettin Geçkin

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir