Sanat,  Tarih,  Toplum

Bulgar Demir Kilisesi

İstanbul, Eyüp ilçesi Fener mahallesinde, Haliç kenarındadır.

Tümüyle demir malzemeden ve prefabrik yapılmıştır. Kilisenin ibadet mekanı, toprak yüzeyinden 0.9 metreden yükselen bodrum katın üzerindedir. Güney-batıdaki girişten başka iki yan giriş kapısı da vardır. İbadet mekânını apsis bölümden ayıran, üzeri altın yaldızlı, görkemli ahşap ikonastasis yapıdaki tek ahşap yerdir. Giriş bölümünün iki yanında galeri katı vardır. Buraya girişin iki yanında, neftlerin dibinde bulunan merdivenlerle çıkılır.

Galerinin, girişin üstüne gelen orta bölümü koro yeridir. Koro yerinin üstünde yükselen çan kulesine döner merdiven ile çıkılır. Kilisede bulunan çeşitli büyüklükteki altı çanın üzerinde, Sveti Stefan Kilisesi için Rusya’daki Yaroslavi kentinde döküldükleri yazılmaktadır.

Yapının taşıyıcı iskeleti çelik profillerden oluşturulmuş, üzeri sac ve döküm levhalarla kaplanmıştır. Bütün parçalar birbirine cıvata ve somunla ya da kaynaklanarak birleştirilmiştir.

Üslup açısından yer yer neogotik, yer yer de neobarak öğeler içeren  yapı, yapıldığı tarihte Avrupa’da çok yaygın olan tarihselci (Historist) mimarlık anlayışla biçimlendirilmiştir. Dünyada yapılan ikinci demir kilisedir. Birincisi sonradan yıkılınca bu kilise tek örnek olmuştur.

Kilise Haliç kenarında olduğundan, hafif eğilme tespit edildiğinden, hükümetimiz tarafından restore edilip, birkaç yıl önce resmi ve dini törenle tekrar açılmıştır.

Rivayet: Bulgarlar bir kilise yapmak için Sultana baş vururlar. O da zorda kalır, verip vermemekte izni. Sonra 2 gün izin veriyorum. Bitmezse yıkarsınız demiş. Bulgarlar da kiliseyi Ruslara yaptırıp, Bulgaristan’da monte etmişler. Olumlu netice alınca, her parçayı numaralayıp sökmüşler. Gemilerle getirmişler Haliç’e. İzin alıp, yüzlerce işçi ile iki günde bitirmişler.

Siz değerli okuyucularım için bu güzel eserden çektiğim fotoğrafları ileterek yazımı tamamlıyorum. Yazımın belgesel tadında okunması dileğimle…

Hayati Sarnık

 

 

Siz de fikrinizi söyleyin!