Kararmaz günler, uzun sürmez darlık ve çile;
Umut var oldukça, hayat sorgulandıkça,
İnsanca ve insana yakışan onurla yakıldıkça, sevginin ateşi;
Sevgisizliğin çölleştirdiği yürekler çoğaldıkça,
Nasıl da çoğalır bezginlikler, karamsarlıklar ve korku dağları…
Panzehiridir sevgisizliğin umut, sevgi ve aşk ile düşsellik güzelliği çoğaltmak;
Güneşi doğmadıkça, umudun ve sevginin
Evrenin en ücra köşelerine, insan coğrafyalarına ve ruhlarına,
Günler utanca; kine-gareze keser, nefret ve ihanet kol gezer, ulu orta!
Panzehiri sevgidir, nefretin, karanlığın ve korkunun…
Ondandır ki, çocuk masumiyeti ve ana sütü aklığıyla, hilesiz-hurdasızlığıyla;
Sevmek ve hayatı sevgide sorgulamak, insanın kurtuluşuna giden yegane yoldur.
Zor olmaya zordur, sarptır, engebeli ve hatta düşe kalka yürünecek kadar da uzun mu uzundur;
Ama onurlu ve aydınlık yarınları,
Barışı, kardeşliği, insanca dayanışmada insanlığın taçlanışını sağlayan, ışıklı ve erinçli tek yoldur.
Sevgiye doğar insan, açar sevgiye gonca güllüğünde;
Taa’ki, hileyi-hurdayı öğrenip, aymazlığa, vurdum duymazlığa ..
Dahası ..
Dahası da, üç maymunu oynama ahlaksızlığına ve basiretsizliğine düşünce tanışır, nefretle ve ihanetle…
İnsanoğlu denen o, muammalar ülkesi varlık
Kanı, kanla değil;
Sevgiyle yıkamak, su duruluğunda ağartmak gerek evreni, ömürleri ve hayatları ..
İnsan olmanın inancı, bilinci ve onuruyla sevgide kavranırsa hayat
Ve
Umudun urganına sarılıp, düşlerin güzelliğini;
Düş kurmaların ve kurtuluşun hayatı sorgulamaktan geçtiğini keşfettikçe;
Öğrenir, anlar, bilir ve idrakle kavrar hayatın özünü, yine insan olan insan…
Sevginin rehberliği, umudun ışığı , düşsellik ve keşfin erdemliliği örmüşse hayatları;
Yarınlarda yürekler aydınlığa çarpar, daha bir inançla ve onurla…
İnsanlığın ve çağların, emekçi mazlum halkın ve sınıfların mücadele tarihi yazılır,
İşte o zaman, insanlığın adı, şerefle, şanla anılır!…
İşte, o zaman..;
At koşturur zamanın ve çağların bağrında insanoğlu ve insanlık;
Şanla, şerefle ve yarınlara bırakılan en anlamlı ve onurlu miraslığıyla…
Demem odur ki,
Sevgiyle sarmal olmuşsa ömür, umuda belenmişse, hayat;
Güneşin keşfine giden yolda yılmayan yürekler çoğalır.
İnançtır ve bilimdir, bilgidir, hayatı sorgulamaktır hayatın ve her işin başı…
Torbandaki tükenmeyen yegane azıksa, umut;
Gecene nur ağar, yarınına, onurun şanı düşer.
Sevgi, umut ve yaşama sevinciyle taçlanırsa ömürler ve günler;
Karanlığın, zulmü biter.
Zalimlerin, tahtı devrilir, tacı düşer…
Umut, onur ve insanca inanç var oldukça, insanlığın şahikası aydınlatır evreni!…
Umut , onur ve insanca inanç var oldukça, insanlığın şahikası aydınlatır evreni!…
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Ereğli / KONYA, 18 / 10 / 2015, Saat; 21_39 —