Deneme,  Psikoloji,  Toplum

Yarım Bırakılan İşler

Öyle bir yerdeyim ki; Ne gitmesi mümkün, ne kalması mümkün olan. Vazgeçmekle direnmek arasında, akla karanın tam ortasındayım. Kaybetmenin arifesinde, yeni bir hayatın eşiğindeyim. Kalsam canım yanacak, gitsem hayatım… (Mevlana)

Yukarıdaki sözde Mevlana’nın dediği gibi yarım olan şeyler sürekli bizi rahatsız eder. Kafamızın içi yarım kalan şeylerle doludur. Yani insan zihni, tamama erdiremediği şeyleri unutmaz. Yarım kalan durumların bünyemizde oluşturduğu gerilim nedeniyle zihnimiz bu durumları tamamlama eğilimi gösterir.

Çok yaygın olan erteleme davranışı, kişinin üzerinde ciddi bir ağırlık yapması hatta bu görevi tamamlayana dek başka bir şey yapmanın zorlaşmasının sebebi de bu etkiyle açıklanıyor. Mesela, hazır hissetmediğimiz halde, aniden biten ilişkiler en çok canımızı yakan ilişkilerdir.  Büyüklerimizin dediği gibi zaman her şeyin ilacıdır. Yani zamanın unutturur; İnsan unutur ve alışır.

Tabi bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Örneğin, sınavdan çıktığınızda önce çözemediğiniz soruları hatırlarsınız. Tatile çıktığınızda yarım bıraktığınız işler kafanızı sürekli meşgul eder. İzlediğiniz dizilerde bölümler hep en heyecanlı yerde biter, çünkü senaristler o sahnenin bir sonraki bölüme kadar kafanızda sürekli dolaşacağını bilir.

Yarım kalmış bir aşk ömür boyu hatırlanır. Yarım bıraktığınız bir ödev rüyalarda sizi rahatsız eder. Bazen gün içinde dilinize takılan ve dilinizden düşürmediğiniz bir şarkı oluyor mu? Eğer yapamadığınız işler sürekli aklınızda kalıyorsa buna zeigarnik etkisi denir.

Peki, zigarnik etkisi nedir?

Rus psikolog Bluma Zeigarnik tarafından keşfedilmiştir ve yarım kalmış, tamamlanmamış şeylerin daha kolay hatırlanabildiğini ortaya koyar. Bu etki bize, yarım kalmış aşklarımızı unutamayışımızı, yarıda bıraktığımız şeylerde sürekli aklımızın kalışını açıklar. “Devam edecek” şeklinde en önemli yerinde yarıda bırakılan diziler, bu psikolojik etkinin en bariz örneklerinden sayılabilir.

Zeigarnik etkisi çalışmalarında, ilk olarak garsonlardan ilham alınmıştır.1920’lerin ortalarında tamamı psikologlardan oluşan bir arkadaş grubu… Berlin Üniversitesi restoranına gider. Grubun siparişlerini tek bir garson alır ancak siparişleri hiçbir şekilde kaydetmez. Bu durum psikologlardan birisinin dikkatini çeker ve hatta restorana geri dönüp garsona bu kadar siparişi nasıl aklında tuttuğunu sormasına sebep olur. Garsonun cevabıysa basittir siparişlerini aklına yazıp yemekleri kişilere verdikten sonra aklından sildiğini söyler bu adama.

Kısaca, geçmişe ait planlayıp yapamadığımız işlerimiz Zeigarnik etkisi olarak geri dönüyor diyebiliriz. Biz bunların hepsi için “keşke” diyoruz ve bu keşkeler beynimizi kemiriyor.

Bir grup insana laboratuvar ortamında 20 adet küçük görev (bulmaca çözmek, tespit taneleri dizmek vs. gibi) vermiş ve görevleri yapmalarını istemiştir. İnsanlar bu görevleri yerine getirirken, bazı görevlerin tam ortasında araya girilerek görevlerin yarım kalması sağlanmıştır. Bütün görevler tamamlanınca, katılımcılara yaptıkları görevler sorulduğunda, katılımcıların yarıda bırakılan görevleri tamamlanan görevlere göre iki kat oranında daha iyi hatırladığı ortaya çıkmıştır.

Diğer deneyde ise yarım bıraktığı bazı işleri olan deneklerden, bir roman okumaları ve sonra da romandaki tüm detayları anlatmaları istenir. Bunun sonucunda, deneklerin romana tam anlamıyla konsantre olamadıkları ve detayları yeteri kadar hatırlamadıkları görülür. Bir başka denek grubundan da aynı şey istenir ancak bu sefer durum biraz farklıdır. Çünkü bu kez deneklere, yarım bıraktıkları o işleri tamamlamak konusunda plan yapmaları için izin verilmiştir. Bunun sonucunda ise işlerini tamamlama konusunda plan yapabilen denekler, okudukları romana dair detayları; diğer denek grubuna göre daha iyi hatırlamıştır.

Psikolog Hadassah: “Tamamlanmamış görevler ve bunları ertelemeniz çoğu zaman bunaltıcı sıklıkta ve bize hiç de yardımcı olmayan düşünce kalıplarına yol açar.” diyerek konuyu açıklıyor.

Jim Kwik, kişinin istediği hayat ile şu anda yaşadığı hayat arasında yaşadığı gerilimi de bu etkiyle açıklıyor. Kişinin istedikleri ve şimdiye kadar yaptıkları arasındaki gerilimle baş etmenin en iyi yolu Zeigarnik Etkisinin öğrettiklerini hatırlamaktır.

Yapılması gereken işleri tamamlayana kadar zihnin rahatlayamayacağını hatırlayarak görevi tamamlamak yolunda kişinin kendini motive etmesi gerekir.

Profesör Gloria Mark bireylerin düşünce şeklini tamamen değiştirmesi gerektiğini vurguluyor. Çünkü yaptığı araştırmalar gösteriyor ki gün içinde kesintiye uğrayan göreve sonradan dönmek zaman alıyor.

Sonuçta, yeni bir işe daha rahat geçilebilmesi için, yarım bırakılan işin tamamlanması konusunda, zihnin bir baskısı olduğu ortaya çıkar. “Benim tavsiyem, bugün yapabileceklerinizi asla yarın yapmamanız. Erteleme zaman hırsızıdır.” Charles Dickens

Peki bu etkiyi hayatımızda kendi yararımıza nasıl kullanabiliriz?

Özellikle, 3 temel alanı öneri olarak iletebilirim:

1) Herhangi bir iş, sınav ya da projeye çalışırken/hazırlanırken kendinize cevapsız bir soru bırakarak ara vermek.

2) İletişim ya da reklam yaptığınız konuya ilgi uyandırıcı bir soru ya da slogan ile daha çok dikkat çekmek.

3) Ertelediğiniz herhangi bir iş varsa, o işe en azından ilk adımı atarak, başlamak ve sonra yarım bırakmamak.

Siz de fikrinizi söyleyin!