Tartışma,  Toplum

Paslı Bisiklet

Sert kışın yaklaştığı günlerde, sokakların ısınmasını beklemek sorunu değildi; bisikletini sokaklar ısınsa da kullanamayacaktı.

Komşu çocuğu büyüyünce eski bir bisiklet ona hediye edilmişti. Çok kullanamamıştı. Saymaya kalksak iki haftayı doldurmazdı.

Okuldan eve gelince, annesine ev işlerinde yardım ediyordu. Sokakta çok oynayamayan bir kızdı çünkü, toplumda artan istismar dedikodu ve haberleri ebeveynlerini korkutuyordu.

Tam hayalini kurduğu bisiklete ulaşmıştı ki bisiklet miydi olaya götüren yoksa, onun gibiler için kurgulanmış sistem yolunu kıza mı çizmişti…

Geçen sene başına gelmişti talihsiz olay. Şu an kocası olacak sübyancı yolunu kesmişti. Mahkemede hakim evlenmek ister misin diye sormuş, ebeveynleri de evet deyince (ailesi toplum baskısından çekinmiş önce, sonra da başka yere taşınıp kızlarını koruyacak maddi güç ve imkanları olmadığı için) ağlayarak evlendirmişler kızcağızı, dedesi yaşındaki adamla.

Bir anda küçücük kız büyüdü, oyuncakları bir anda eskidi, her şey aniden çirkinleşiverdi ve kızcağız kendini ilk kez çaresiz ve yalnız hissetti.

Kimseyle görüştürmemiş mahlukat damat, ailesiyle de arkadaşlarıyla da komşularıyla da…

Sessiz ve çaresiz kalmıştı…

Adam evde olmadığında camdan çocukların oyunlarına bakar dalardı. Bir de arada bisikletine bakıp ağlardı. Oyuncakları aklına gelir ağlardı, ailesi aklına gelir ağlardı ve adamın eziyetlerine bakar ağlardı. Kız sürekli ağlardı.

Gebe kalmış şimdilerde, ne adam korunmuş ne de kız korunmayı bilmiş. 

Çocuktan doğacak çocuk nasıl gelişecekti? Kız büyümeden anne olacaktı, daha yetişmeden yetiştirecekti.

Kız ilk defa suçlamayacağı bir bebeğe abayı yakmıştı. Eli sürekli karnında ve düşündeydi. Bebeğini çok seveceğini herkes biliyordu ama, kız da korkuyormuş babasına huyu çekerse diye.

Yalnızca Tanrı’ya dua ediyordu. Aslında onu korumayan Tanrı’ya da kızgın ve küstü ama, başka umudu yoktu. 

Paslı bisikleti çocuğuna saklamayı düşündü, kızı olursa babasının kullandırmayacağını bildiği için oğlu olmasını diliyordu ki bari yaşamadıklarını yaşatabilseydi. Ama kızı oldu.

Korkuları yeniden başladı…

O da annesine mi benzeyecekti, o da gidemeyişine ağlayıp ölmediğinden mi yaşayacaktı?…

Kocası yine duramadı tabi başka kıza da tecavüz etti, onunla da evelenecek miydi. Kuma sistemi ülkede bu şekilde yerleşecek miydi?

Sessiz onuruyla susan erkek çocukları nasıl olacaktı, bir kereden çok şeyler oldu hayatlarında.

Vaktinden önce büyüyor çocuklar! Hepsi yaşlarınca yaşasın dileğimle…

Not: Kurguma burada son veriyorum. Bu yazımı etkilendiğim bir hayat hikayesinden kurgu yaptım. Çocuk torba yasaları, sistemde oy verecek köle istiyor. Torba yasalarda neler neler var; tecavüzcülerin mutlu, çocukların köle olarak damızlık misali kullanılması ve nicesi. Karşımızda nüfus artsın da nasıl artarsa artsın. Bu çocukların hayatı kurtarılmayı bekliyor. Yeniden onların hayatını özgürce yaşayabilecekleri ortam ülkemizde oluşturulmalı ve yeniden, güçlerinin yettiği çocukları suçlamak yerine toplumun tecavüzcüleri suçladığı ve dışlayıp haksızladığı günler yakın olsun dileğimle. Tüm tecavüzcülerin kobay olmasını diliyorum!

Kemalist İlkay

Siz de fikrinizi söyleyin!