Deneme,  Edebiyat,  Kitaplar,  Toplum

Kapanmaz bu defter biz kapatmadan

Hem benim birine kitap göndermem hem de birinin bana kitap göndermesi, diğer kargo şirketlerine göre PTT kargoyla ekonomik açıdan çok uygun. Ancak yeni uygulamaya göre PTT Kargo’dan üç gün içinde kargonuzu almadınız mı geri gönderiyorlar. Çanakkale’de şehir dışında oturduğum için üç dört yıl önce PTT’den posta kutusu kiralamıştım, gelen kitaplar bir problem yaşamadan elime ulaşıyordu… PTT’nin saçma sapan bir uygulamasından sonra önlem olarak bir arkadaşımın işyeri adresini verdim… Arkadaşım, büyük bir özenle her defasında kapımıza kadar gelerek teslim ediyor adıma gelen kitapları. Kendisine minnettarım.

Şair ve yazar Turan Kayıkçı bu olaydan habersiz PTT’deki adresime göndermiş son kitabını. Yani posta kutusuna. WhatsApp’tan da takip numarasını… Ama olaydan bir hafta sonra… Kargo’ya verildiği tarihi görünce içimden, eyvah kitap geri gitmiştir dedim. Apar topar kendimi PTT Kargo’nun önünde buldum. Büyük bir umutsuzlukla görevliye telefonumdan takip numarasını gösterdim. Görevli, Türkiye’nin en dolu, en doyurucu edebiyat dergilerinden biri olan Çinikitap’ı uzattı bir süre sonra. Sevinmez mi insan! Hem de nasıl! Çünkü Çinikitap kesinlikle besliyor beni. Ama Kayıkçı’nın gönderdiği kargo bu değildi. Geri gitme olasılığı yüksek olsa da bir kargo daha olacaktı dedim görevliye. Görevli kargoların konduğu sandıkta bana gelmiş olması gereken kitabı ararken kafamdan Turan Kayıkçı’nın son kitabının şiir mi, roman mı olduğunu düşünmeye başladım.

Görevli, “Evet, bir kargonuz daha varmış” dedi. Kitabın geri gitmediğine nasıl sevindim, nasıl sevindim anlatamam. Eve gelir gelmez her zamanki alışkanlıkla kitabın sayfalarını çevirmeye başladım. Ne göreyim: Turan Kayıkçı 4’ü şiir, 2‘si roman olmak üzere 6 kitabın ardından bir de deneme kitabı yayınlamış meğer! Şaşkınlıkla sevinci birarada yaşadım.

Turan Kayıkçı, ilk kitabından başlamak üzere anlatımda, özgünlükte, konu zenginliği bakımından kendi hızından geri düşmeyen, kendini aşa aşa ilerleyen bir arkadaş. Bu kitapta da aynı hissi yaşadım sayfaları çevirir çevirmez. Çok yakın zamanda imzalı olarak elime ulaşan Aydın Kaşkal’dan “Bir Kentin Çınarları”, Hüseyin “Duygu’dan Danimarka Edebiyatı”, Osman Bozkurt’tan “Edebiyatımızda Ruşen Hakkı”, F. Yavuz Ulugün’den ise üç kitap birden okuma sırasına koyduğum kitaplar. Turan Kayıkçı’nın “Duygularımla Dokunuyorum Yaşama” adlı deneme kitabı da bunların arkasından sıraya girdi kuşkusuz. Bu arada Kayıkçı’nın İzan Yayıncılık’tan çıkan 27 denemeden oluşan kitabının kapak yazısından bir pasaja yer vererek okurların dikkatini çekmeden de yapamadım:

“Meraklı mektuplar yazardık duvarlara, kaldırımlara şiirler. Ekmekler küçülürken açardık isyan bayrağını. Haksızlık karşısında nasıl da kenetlenirdik. Fırıncıların ipliğini ilk kez çıkardık pazara. Hayatın kan kardeşiydik. Birimiz hepimizin can kardeşi. Avazımız çıktığı kadar bağırırdık haksızlıklara. Yüzünde trampet çalardık kabadayıların. Dağlar bizimle şakalaşırdı.”

Bu yazıya, bir süre önce elime ulaşan ve beğenerek okuduğum şair Mehmet Barış’ın Yazılama Yayınları’ndan çıkan “Sınıfın Camından” adlı kitabından Manifesto adlı şiirini iliştirerek hem bana kitap gönderme inceliğini gösteren şair ve yazar dostlarımı hem de şiirle denemenin kardeşliğini alkışlamak istiyorum:

“Yazacağız!
Nergis de yazacak gül de
Papatya, gelincik, hercai menekşe
Kardelen de yazacak anadilinden
Küstüm çiçekler, katmer karanfiller, hüsnüyusuflar…

İşte meydanlardayız
‘Vallahi sizi sileceğiz!’
Kapanmaz bu defter biz kapatmadan”

Siz de fikrinizi söyleyin!