Deneme,  Toplum

‘Japon İşi’ Kehaneti

Japon İşi, filmini izleyenler bilir. Başrol Kemal Sunal bir gazinoda çalışırken, assoliste (Fatma Girik’e) aşık olur. Karşılıksız aşkın kurtarıcısı, Japon bir müşteriden hediye gelen assoliste benzer bir robottur.

ABD gibi ülkeler dünyaya hükmetmek için robotlar üretirken, Japonya’da otizm hastası çocuklara yardımcı olacak robotlara değin üretildi. Japonlar robotları, hayatlarında ihtiyaçları adına çok güzel üretip, kullanıyorlar.

Hastalara bakan robotlardan tutun da Budist öğretileri aktaran rahibe robotlara değin üretilince; cinsel konulardaki yardımcı olma beklentilerini de sağlayanlar var. 3700 civarında Japon erkeği robotlarla evlendiler. Çünkü, o kadar insansı robot ürettiler. Hatta, onların da ruhunun olduğunu kabul görenler var.

Kohei Ogawa, “Biz Japonlar her nesnede bir ilah görebiliriz” diyen bir kültürü hayal edemiyorum. (Çevrelerini temiz tutup, doğa sevdalısı olmaları halen semavi dinlerle tanışmadıklarından olabilir miydi…)

Her nesnede ruh olduğuna inansak peki; biraz bilimden haberdar olan kömürün, ya da plastiklerin üretiminde kullanılan ana maddesi petrolü bilse ve onların ruhuna inansaydı; kömür için oy toplanır ya da plastikten çöpleri rahatça fırlatırlar mıydı… Onlarla birlikte kutsal dünyamıza zarar verirler miydi. (Egoist insan için hala umutluymuşum gibi ben de neler irdeliyorum.)

Japonları, sosyolojik yapıda robot yöntemlerini tebrik ediyorum. Sonuçta, 11 Eylül’den sonra Afganistan’a gönderilen Drone 7 ilk kez silah olarak kullanılan robottu. (Üstelik, 11 Eylül İkiz Kule olaylarında 20 kişiden 16’sı tespit edilmiş ve Saudi Arabistanlı oldukları anlaşılmıştı.)

Hiroşima’nın sahipleri robotlarıyla da hala insanlığın yolunda.

Filmin Kerametine gelirsek, daha Robin Willams robot rolünü oynamadığı zamanlarda ve daha Japonya’nın böylesi bir çıkış yapacağına dair hiçbir şey yoktu. Başka neye bağlayabilirdim bu olayı?

Sanatçılarımızın kalbi çok temiz ve tesadüfe yer yok…

Kemalist İlkay

 

Siz de fikrinizi söyleyin!