Geriye, Rengarenk Öyküler Kalır…
Sırtından hançerlenen bedenlerin, ömürlerin, ruhların kentindeyim. Her köşesinden, yitik ömür öyküleri… Öykülere kurban, hayatların… Kente ve sokaklara sinen, ağır mı ağır Şehir efsanelerinde dillenen renk renk hüzünlerin, Demet demet savruluşlarını gördüm… Dünden miras melankolilerin, dramların şarkı şarkı dillenişini duydum; Tınılarında, benden ve ömür öykümden izler. Ruhumda, o şarkılardan nağmeler var… Kentin ve zamanın dillenişinde, an gelip Feryat-figan isyanlar… An gelip, şükür, pişmanlık, keşkeler ve tövbeler saçıldı, ulu-orta… Caddelerinden, sokaklarından, bina duvarlarından akan kahırlar; Anason kokularına belenmiş, sarhoş hayatlara ve ömürlere… Kederler, mutsuzluklar ve gamlar sunmuştur, gamlar!… Kent, zaman, insanlar ve yaşananlar kentin siluetinde Kah gölgeler, karanlıklar, karaltılar olur; dansa koyulurlar… Bir kentin geçmişi, geleceğinin renklerini ve öyküsünü var eder… Kent, efsaneleriyle anılır; Ömürler gelip-geçse de, geriye rengarenk öyküler kalır… Geriye rengarenk öyküler kalır!… Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
WordPress sitenizde gömmek için bu adresi kopyalayıp yapıştırın
Bu kodu sitenize gömmek için kopyalayıp yapıştırın