Deneme,  Siyaset,  Tarih,  Tartışma,  Toplum

Dünya ve Ülke Siyaseti Doğrulara Dönsün Artık!

Ata’mızın izinden Kemalizme yürümediğimizden yanlışlara mahkum olmak üzereyiz!

Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ülkemiz için İç Cepheyi çok önemserdi. Dış dünyada başarının ön şartı iç cephenin sağlam olmasını ifade ederdi; ancak ülkemizde bu günlerde tanık oluyoruz ki iç cephe çökmüş durumda. Bir tarafta Cumhur ittifakı diğer tarafta Millet ittifakı, aralarında ülke sorunlarına bakışta makas iyice açılmış, Meclis bir savaş alanına dönmüş gibi. Bu şekilde devam ederse korkarım, Türkiye uluslararası siyasetinde başarılara ulaşamaz! Ülke kurucumuzun izinde gitmelerini öneriyorum.

Ülkemizde galiba 150’yi aşan siyasi parti var, pek çoğu ise merkez etrafında dolanarak, sağ siyasette kendilerine yer arama gayreti içindeler; liberal sağ, İslami sağ, milliyetçi sağ gibi… İsterdim ki ülkemizin en büyük temsilcisi KEMALİST SOL olsun. Mahir Çayan‘ın söylemiyle tanımı ileteyim “Kemalizm Soldur, Milli Kurtuluşçuluktur. Emperyalizme karşı Zümrenin isyan bayrağıdır.” Doğru yolumuzu en yakın zamanda bulup ona dönmek dileğiyle, dış siyasetteki dönüşlere geçiyorum.

Şili başta olmak üzere, siyasetleri güzelliklere dönenlerin gelişmeleri…

Şili’deki bir gelişme birdenbire basınımızda ön plana çıktı. Önce şu başlıklara bakalım;

Ergin Yıldızoğlu; Şili de umut.
Örsan Öymen; Türkiye Şili olabilir mi?
Işıl Özgentürk; Hayatta Şilileri kıskanmakta varmış.

Konunun özüne gelirsek, 19 Aralık 2021 Gabriel Boric liderliğinde sol cephe Şili’de iktidar oldu. Bu sonuç ile Soner Yalçın’nın yorumuna göre Kamuculuk kazandı. Yani ABD/ CIA kaybetti!

Latin Amerika’da sol siyaset hızla yayılıyor, Nikaragua’da Daniel Ortega öncülüğünde Sandinistler kazandı. Bolivya’da Evo Morales’in varisi Luis Arce kazandı. Ayrıca Meksika, Arjantin, Honduras’ta hep sol/sosyalist iktidar var. Son yıllara kadar Latin Amerika ABD’nin arka bahçesi bilinirdi ve bölgeyi acımasızca sömürüyordu. Che Guevara gibi sömürenlere karşı koyanlar öldürüldü.

Bu cinayetlerin en önemlisi olan Salvador Allende‘nin yaşamından bir kesitle bahsedeyim; Allande 1970 yılında başkanlık seçimlerinde Şili başbakanı oldu ve hemen ardından geniş çaplı reformlar yapmaya başladı. ABD emperyalizminin asla kabul edemeyeceği bakır üretimini kamulaştırdı. Allande’yi devirmek için önce İMF ve Dünya bankasını kullandı. Daha sonra orduyu harekete geçirdi. Önce saray bombalandı ve sonra kara kuvvetleri saraya girdi. Allande de teslim olmadı ve intihar etti. Son sözleri ise” ben daima onurlu ve ülkesine sadık bir kişi olarak anılanacağım” dedi ve devamında “Yaşasın Şili, yaşasın emekçi halkım!” dedi. Latin Amerika’da ABD emperyalizminin ve onun uyduları olan IMF ve Dünya bankasının ne olduğunu halen ülkemizdeki ABD yandaşlarına ders olsun ki aynı olaylara tarih tekrar dönmesin.

Kazakistan olaylarında kaybeden Türkiye olur mu? 

Bu kadar dönmesin dünya, hep biz zararla kalkmayalım!

Bu yazımı hazırlar iken Kazakistan olayları gündeme düştü. Kazakistan ülkesinin yer altı zenginlikleri çok olan bir ülke ve dünyadaki kromun % 26’sı, altının % 20’si, uranyumun % 17’si yine bu ülkeye aittir. Düşünelim, bu kadar bir zengin ülkedeki bu olayların gerçek nedeni ne olabilir!?.

Konu üzerine bir meslektaşıma başvurdum, kendisi Kazakistan başkentinin inşaatında 2 yıl çalışmıştı. Arkadaşım,
bana bu ülkedeki olayların sonucunda kaybeden tarafın Türkiye olacağını yorumladı. Şimdilik çok yeni olan bu gelişmelerin ABD emperyalizmi, Rusya ve Çin devletinin çıkarlarının çatışması sonuç mu olacak? Ve bu çatışmanın sonucunda Türkiye’nin Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile oluşan dostluklarımızın hedefte mi olduğu kuşkularımı taşıyorum. Bu nedenle geniş bir araştırma yaparak düşüncelerimi sizlerle paylaşacağım.

Mutluluğuma döndüm;

Son uluslararası ilişkiler yazımın siz değerli okurlarım tarafından ilgisine çok sevindim, yazımın takipçilerim arasında gördüğü ilgi için hepinize şükranlarımı sunarım. Ben yaklaşık 45 yıldır pek çok televizyon programlarında, gazetelerde ve bloglarımda uluslararası ilişkiler alanımla yer aldım. Asıl mesleğim inşaat mühendisliği olsa da bu mesleğimi de çok seviyorum. Yazmak, okunmak kadar güzel. Desteğinize çok teşekkürler.

Bir güzellik olsa da dünya hep barışa dönse, çok isterdim ki en iyi uluslararası barışı yazmak…

Siz de fikrinizi söyleyin!