Deneme,  Din,  Güncel - Aktüalite,  Siyaset,  Tarih,  Toplum

Darul Harp – Darul İslam

Bilgisiz, eğitimsiz ve mesleksiz bırakılmış insanlarımıza Allah-Peygamber-Kuran satarak kandıran, aldatıp uyutanların tümüne ben, “Düzenbaz Dinciler” adını taktım.
Kimler bu sınıfa giriyor?
Mezhepçiler, Tarikatçılar ve Cemaatler.

Değerli Dostlar,

Düzenbaz Dinciler, ülkeleri ikiye ayırırlar: Darul Harp ve Darul İslam.
Şeriat hükümlerine uyularak yönetilen ülkelere, Darul İslam derler.
Eğer bir ülke katı şeriat hükümlerine göre yönetilmiyorsa, Düzenbaz Dincilere göre o ülke, Darul Harp’tir, yani Kâfir bir ülkedir.
Kâfir ülke yöneticilerine karşı savaş açılmalı ve bu savaş, şeriat hükümleri gelinceye kadar sürmelidir!

Değerli Dostlar,

Düzenbaz Dincilerin yaptığı bu ayrım Kuran’da yoktur!
Düzenbaz Dincilere göre Türkiye de bir Darul Harp ülkesi, yani Kâfir bir ülkedir! Bu nedenle Cumhuriyetçilere-Atatürkçülere karşı savaşılmalıdır!
Prof. Dr. Yaşar Öztürk bu konuda şunları söylüyordu:

“Darul Harp damgası vurulmuş bir ülkede, bu damgayı vuranlara her şey mubah hale gelmektedir. Öyle ya, ülke Darul Harp, Darul İslam’ın temsilcileri ise onlar! Onlara yan gözle bakanlar, Darul Harp yandaşları cehennemliklerdir! Bu cehennemliklere her şey haram, karşındakilere helâl. Zina, faiz, vergi kaçırmak, rüşvet, ihaleye fesat karıştırmak… Herkese haram, ülkeyi Darül Harp ilan edenlere helâl… Kısacası, hırsızlıktan, iftiracılığa, yalancılıktan dolandırıcılığa kadar her şey, hem de ‘İslam’a hizmet’ adına mubah olur. Bu mubahlıktan yararlanmak için ‘Darül İslam isterük’ diye bağıran koroya katılmanız yeterlidir.”

Değerli Dostlar,

Düzenbaz Dinciler, Darül Harp ülkeleriyle, yani kâfir ülkelerle sürekli savaş halindedirler. Oraları da Darül İslam ülkesi yapmaya çalışırlar.
Bu savaşlarda ele geçirdiklerine Ganimet derler ve Ganimet onlara helâldir. Kâfir ülkelerde ele geçirdikleri altın, mücevher, değerli eşyalar Ganimet sayıldığı gibi; kadınlar, kızlar, oğlanlar da Ganimet sayılır ve bunlar da Düzenbaz Dincilere helâldir!

Değerli Dostlar,

Düzenbaz Dinciler 1950’den beri palazlanmaya başladı.
Son 20 yılda Mezhepçiler, Tarikatlar ve Cemaatler, yani kısacası Düzenbaz Dinciler devletin tüm kurum ve kuruluşlarına girip yuvalandılar.
Hangi tarikatın hangi bakanlığı ele geçirmiş olduğunu tek tek ve ayrıntılarıyla yazan kitaplar yayımlandı. Yani halkımız, genelde bunları biliyor.
Halkımızın ve özellikle ana muhalefet partisi yöneticileri ve yandaşlarının bilmediği gerçek ise şu: Devletin tüm kurum ve kuruluşlarına yerleşmiş olan Düzenbaz Dinciler, Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı savaş içindeler! Çünkü bu devlet, onlara göre Darül Harp, yani Kâfir bir devlettir! Cumhuriyeti yıkmak, Atatürk ve Devrimlerini yok etmek, yerine Darül İslam, yani şeriatla yönetilen bir İslam Devleti kurmak istiyorlar! Davaları budur!
Bu savaşta acımak yok, ahlâk yok, insaf yok, hak yok, hukuk yok, adalet yoktur!
Bu savaşta yalan çok, hakaret çok, iftira çok, korkutma ve tahdit çoktur!
Bu savaşta yaptıkları ve yapacakları her şey “mubah” ve “helal”dir!
Onlar için hırsızlık da mubahtır, rüşvet de mubahtır, yolsuzluk da mubahtır, hortumlama da mubahtır, vatanın mallarını yabancılara peşkeş çekme de mubahtır, vatan varlıklarını yabancılara satarken aldıkları komisyon da mubah ve helaldir! Vatan topraklarını yağmalamak da mubahtır, bu toprakların satışından komisyon almak da helaldir!
Bu çıplak gerçekler ortadayken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “kul hakkından”, “saçı bitmemiş yetimin hakkından” sürekli söz etmesini nasıl açıklayacağız?
Türkiye Cumhuriyeti devletini yıkmak isteyenlere, Atatürk Devrimlerini yok etmek isteyenlere, bu tür saf sloganlarla mı karşı çıkılır, böyle mi savaşılır?

Değerli Dostlar,

Düzenbaz Dincilere karşı toptan bir savaş açıp kazanılmadan Türkiye’nin düze çıkması olanaksızdır…

Yılmaz Dikbaş
19 Aralık 2021, Pazar
0532 233 31 52

Yazıyı Sesli Okumak için :

Siz de fikrinizi söyleyin!