Var oldu-olalı, dünya ve insan
Üstelik masumken, zaman
Çıkalı menfaat ve çıkar çatışması
Gireli kardeş, kardeşin kanına
Kast edip, katlederken ata evladın, evlat atanın canını
Boğazlıyalı birbirini, insan
Bir yanda sömürü ve semirilme
Beri yanda,
Mazlum garibanda, emeği-ekmeği, alın terini, göz nurunu
Geleceği, umudu, iyiyi-güzeli sahiplenme, koruma ve var kılma güdüsü
Delikli demirle, para icat olalı
Suyu çıkalı iyiliğin, güzelliğin ve hayatın
İnsanlığın hırsı ve egosu tavan yapalı
İhanet ve kalleşlikler, kol gezeli
İyinin, güzelin, masumun ve zamanın ırzına geçti-geçeli, insan
Kirlendi kar, doğa ve duygular
Perma perişan oldu, kainat, hayvanlar, dağlar, taşlar
Bulandı çağıl çağıl, duruca akan o, canım sular…
Şimdi, zaman denen hengame ve döngüler ortasında
Bir ayağımızın dünde, yorgunlukta, kirde
Eskinin kapı eşiğinde
Diğer ayağımızın
Gizemlerin, riyanın, bilinmezliklerin, zamanın
Ve sözüm ona yeninin eşiğinde olmuşluğunda
İşte bir yeni takvim yılı daha kapımızı çalmaya yakın
Ha çaldı, ha çalacak iken;
Yüzleşmelerde ve alavere-dalaverelerdeki hünerler de
Dünün yükünü de yükleyen insanoğludur, zamana…
Utancını ve ayıbını, azabını, acısını sırtlayan da sırtlanan da
Ne günlerin hayırlısı, ne zamanın kötüsü vardır.
İrade ve niyetlerden bağımsız, dönüp dururken dünya
Akarken zamanın ırmağı
Doğal afetlerin bile nedeni, insan olup çıkmışken
İnsan, kendi geleceğini çalmış iken
Durup düşünün, içtenlikle bir an olsa bile
Zaman mı suçlu; insanın riya sın da, kahpeliğin de?
Fırlatmalıkların, dönme dolaplardaki hile-hurdanın mesulü kim?
Günlerin, haftaların, ay ve yılların ne suçu var?
Fesatlık, savaş ve belalara belenmişliğinde
Gazı ve kanı döken de insan;
Fitili ateşleyip, insanı ve dünyayı yakıp-yıkıp kana beleyen
Hayatı, bir birine zindan eden de, insan…
Bir kez dürüst ve içten olup yüzleşin siz, sizle;
Çıkartarak riya giysilerinizi, yüzsüzlüklerinizi ve kirli-kanlı maskelerinizi,
Dahası, sorup kendi kendinize
Masumken zaman, nasıl ırzına geçti, insan ?
İnsan değil mi?
Hayvanın, bitkinin ve insanın genetiğiyle oynayan
Hilkat garibesi ucubelerce yaratılan ucubeliklerde mahvolan, yine insan!
Kurun içinizdeki o VİCDAN denen yüce mahkemeyi
Ayağa kaldırın, suçluyu!
Verin fermanı, ağartın bu kanlı kara düzeni,
Kurtarın kirden ve utançtan, zamanı ve insanı
Durun yüzleşmede, kendinizle yüz yüze ,,,
Göreceksiniz ki siz, gerçeğin utancını, insanın ayıbını
Elleri kanlı-kirli olan da insan
Suçluda, kurbanda yine sözüm ona insan!
Ne menem, yaman mı yaman bir çelişkidir, bu böyle
Ey insan, gel çık çıkabilirsen işin içinden, yanıtını ver, kararını söyle…
Şeytan, bunun neresinde?
” – Masumken zaman, ırzına geçti insan!…”
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Friedrichshafen / Almanya, 31 / 12 / 2016, Saat;12_23